Arama

Popüler aramalar

Kupa Aslan'ın

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Futbol garip bir oyun, kağıt üzerindeki büyük favori Galatasaray oyuna eldeki belki de en kötü kadroyla başladı. Fenerbahçe gücünün bilincinde, mantıklı bir futbolla sahaya çıktı. Tehlikeli ataklar yarattı, Sarı Kırmızılı eksik defansı zorladı. Galatasaray ise anlamsız bir şekilde bir türlü oyunu kuramadı.

Alves çok atılır

Ancak bu durum çok fazla sürmedi. Galatasaray'ın usta ayakları yavaş yavaş dengeyi kurdu, sonra da takımlarının oyununu öne taşıdılar. Drogba, Amrabat, Sneijder rakip kaleyi abluka altına aldı. Vurdular da vurdular; ama olmadı. Alves'in gaddar futboluna hakemliğinin son günlerine gelmiş olan Bülent Yıldırım bile ancak 63 dakika dayanabildi.

İkinci devrenin başlamasıyla Galatasaray ipleri tamamen eline aldı. Sağdan soldan geldi ama sonuca ulaşamadı bir türlü. Belki de Galatasaray ezeli rakibi karşısında bu kadar üstün bir oyunu son yıllarda oynayamamıştı. Ancak lafın başında dedik ya, "Futbol garip bir oyun" diye. Lafımızı onaylar gibi bir oyun vardı; Galatasaray saldırıyor, Fenerbahçe direniyor ama Sarı Kırmızılı gol ayakları bir türlü topu kale direklerinin ötesine gönderemiyordu.

Kimse şunu diyemez, "Fenerbahçe 10 kişi kaldıktan sonra Galatasaray gaza bastı". Çünkü Alves atılana kadar Galatasaray'ın daha etkili atakları vardı. Ne olduysa, eksik Fenerbahçe'ye karşı Galatasaray daha tutuk oynamaya başladı. En azından net gol pozisyonu bulmakta zorlandı.

Drogba, Drogba, Drogba

Maçı Galatasaray Kalamış Tesisleri'nde izledim, neredeyse tüm sevdiklerim yanımdaydı. Onların "Ah"ları "Vah"ları Kalamış'ın pırlanta gibi parlayan koyunu sardı. Hemen komşu tesiste ise büyük bir sessizlik vardı. Normal süre bitti, Galatasaray Kalamış Tesisleri'nin müdavimlerinin suratlarında büyük bir endişe vardı. "Biz çok iyiyiz ama olmuyor bir türlü, gidecek yine kupa, şanssızlık bir kez daha bizi mağlup edecek" diye bir negatif hava oluştu. Taa ki uzatma dakikaları başlayana kadar. Uzatmanın ilk devresinde, 99'uncu dakikada Drogba'nın kafasından gelen gol bulunduğum tesisi bayram yerine çevirirken, komşuyu da üzüntüye sürükledi.

İki satır da kalecilere söylemezsek büyük hata yapmış oluruz. Mert, cezalı Volkan'ı benim tahminlerimin aksine en ufak bir şekilde aratmazken, Muslera da bu takımın en büyük yıldızı olduğunu bir kez daha Sarı Kırmızılı renklere gönül verenlere kanıtladı.

Galatasaray müzesine yeni bir kupa daha götürdü. Sıkıntılı Fenerbahçe ise lige yine moralsiz başlıyor.
Futbol dışı gelişen olaylara ise hiç kimsenin moralini bozmak istemediğim için girmek istemiyorum. Sporun ruhundan bu kadar uzak olan insanların Türk Futbolu'nu yönetmelerini bir türlü kabul edemeyeceğim.