Konya'daki angarya

Haberin Devamı ›
Galatasaray, Türkiye Futbol Federasyonu'nu, başkanını, kurullarını, hükümetin onlarla uğraşan birimlerini, hakemleri, maçın yorumcusu eski hakemi ve rakiplerini de yenerek Türkiye Kupası'nı 15'inci kez müzesine götürdü.
Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor ilk haklarında havlu attılar bu organizasyona. Çünkü kısıtlı kadrolarıyla birkaç kulvarda yürüyemeyeceklerini biliyorlar ve Türkiye'nin 2 numaralı kupasını bu kadar çabuk gözden çıkarabiliyorlarsa bu onların değil o kupanın organizatörlerinin suçudur. Finali oynanan Ziraat Türkiye Kupası'nın değerini yok eden yanlış uygulamalarıyla ünlü Türkiye Futbol Federasyonu. Türk Futbolu'nu tamamen yok etmeden bu federasyon değişmeli. Kulüpler toplanarak siyasetin emir kulu olmuş bu federasyonu kovmaları gerek. Haziran'daki Genel Kurul bu iş için en uygun an.
Seyirci avantajı Es-Es'te ama!
Coğrafi ve ulaşım yakınlığı ile karşılaşmada Eskişehirspor'un taraftar üstünlüğü vardı. Galatasaray takım olarak tam kadroydu ama galiba taraftarı hâlâ protestoya devam ediyor, 34'üncü dakikada sahaya atılan meşalelerin takıma ne yararı olur, akıl alacak gibi değil. İkinci devrede ise uyuyan futbolcuları uyandırarak, "Bu takım taraftarıyla büyük" mesajını verdi Sarı Kırmızılı taraftarlar..
Maça bakarsak...
Galatasaray hızlı başladı, istek üst seviyede, her alanda alışılmadık bir pres var. Sonuç da almaları gerekti, 10 dakikada 1.5 penaltı kazandı ama Demirören'in hakemleri yine veremedi. Galatasaray bu duruma alıştı, itiraz bile etmiyor artık futbolcuları. Yapılan sertliklere de izin verince maç yavaş yavaş gerginleşti. Galatasaray kaybettiği dengesini 65'te buldu, 70'te de bu tür maçların golcüsü Sneijder "Kupa bizim" dedi. Kalite farkı bu işte. Juventus ya da Eskişehir farketmiyor, çilekler bunun için var büyük takımlarda.
Sneijder, Sabri, Yekta, Melo, Chedjou günün iyi isimleriydiler. Muslera ve Burak sakat sakat oynayarak ellerinden geleni yaptılar. Tabii ki bütün hafta uğraşarak bu isimleri maça hazırlayan sağlık ekibinin patronu Yener İnce ve arkadaşlarını da kutlamak gerek. Onlar Kupa'nın da gizli kahramanları oldular.
15'inci Türkiye Kupası da Aslan'a hayırlı olsun. Bu aralar her hafta bir kupa kazandı neredeyse Sarı Kırmızılılar.
Mancini ise Semih'i sağ bek, Sabri'yi de Sağ açık yaparak bizi yine şaşırtmadı ama Kupa primi 500 bin euro'yu cebine koydu. Kim ne derse desin Mancini'ye ama kimse başarısız diyemez.
Fotoğraf yalan söylemez
Galatasaray'ın bayan basketbol takımını tebrik etmekten yorulduk ama onlar kupa kazanmaya doyamadı. Bu sene yarıştığı her ortamda zirvedeki yerini bırakmadı. Hem de her seferinde finalde ezeli rakibini mağlup ederek şampiyonluğa ulaştı. Tekrar tebrikler bu altın kızlara.
Olayın bir de başka yüzü var, hem de yüz kızartıcı cinsinden. Galatasaray'ın evsahibi olduğu son maça Fenerbahçeli 6-7 yönetici geliyor, ekip başı hır gürde tecrübeli isim Mahmut Uslu. Önce bench'in arkasında oturmak istiyorlar. Polis oranın kombineli seyirciye ait olduğunu ve korunmalarının da olanaksız olduğunu belirterek bunun imkansız olduğunu söylüyor. Fenerbahçe heyeti bu kez de "Biz protokole oturmayız o zaman" diyor. Polis de "Zaten size başka bir yer ayırdık, protokolde de korumamız zor. Buyrun size ayırdığımız yere oturun" yanıtını veriyor. Bunun üzerine Uslu, "Biz protokole oturacağız" diye başka politikaya geçiyor. Polis de "Ya bizim gösterdiğimiz yere oturun ya da salonu terkedin" diyerek son noktayı koyuyor. Işte her şey de o zaman başlıyor. Maça "Olay çıkartayım da salonu polis boşaltsın" mantığıyla gelen Uslu kendilerine gösterilen yerde her söylenene aynı üslupla cevap vermeye kalkınca ortam geriliyor. Bir taraftar da "Makas" almaya kalkınca istediği ortamı yakalayan Uslu son bir çabayla, "Dövüyorlar beni" kozunu oynuyor. Ama görevli polisler gözleri önünde oynanan tiyatroya kanmıyorlar. Tüm planları tutmayan Uslu 2 camiayı birbirine sokma pahasına Galatasaray'ın şampiyonluğu yerine spor kamuoyunu "Makas" muhabbetine kilitliyor. Belki de her camia içinde günü kurtaran böyle yöneticiler var ama bugün başroldeki Uslu ve sokaktaki Galatasaray - Fenerbahçe kavgalarında ilk yaralanacak hatta hayatını kaybedecek çocuğun başına gelenlerden sorumlu yönetici olarak tarihteki yerini alacak. Aradan 2 gün geçmesine rağmen kin pompalamaya devam ediyor. Yumruk yese kahraman olacaktı. Makas vermekle yetinince ne yapacağını şaşırdı.