Fatih Terim seneye nerede?

Haberin Devamı ›
Kısa vadede alınacak galibiyetler bu sorunun önem sırasını düşürebilir ama uzun vadede bu sorunun cevabı kulübün önümüzdeki 10 yılını belirleyecektir.
Galatasaray Yönetimi Fatih Terim için, “Fatih Terim ile Galatasaray arasındaki ilişkiyi en son anlatacak kelime kontrattır” diye yorum yapsa da kontrat şart. En azından Galatasaray’ın başarısızlığından ya da karışıklığından zevk alacak olanların hevesini kursağında bırakmak için şart.
Koyu Galatasaraylı
Fatih Terim’i her yönden eleştirme hakkına herkes sahip ama kimse onun için, “İyi Galatasaraylı dağil” diyemez. Her hareketiyle Galatasaray’ı yaşıyor. Bu nedenle de elde ettiği başarılar bir yana Galatasaray’ın başında olmayı en fazla hakeden insan. Tüm Galatasaraylılar aynanın karşısına geçerek, “Terim giderse yerine kim gelirse mutlu olurum?” sorusunu üç defa sorsunlar. Mourinho mu? Alex Ferguson mu? Arsene Wenger mi? Olmadı değil mi! O kontrat hazırlansın ve hocanın önüne konsun; aklın yolu bu bence.
Başkan’dan dev adım
Büyük bir krizdi Galatasaray’daki, neredeyse bir çuval incir berbat olacaktı ki akıl devreye girdi. İlk gün cenazeydi, düğündü derken Başkan Ünal Aysal ve Fatih Terim biraraya gelemedi. O geceyi Galatasaraylılar bilgisayar karşısında geçirdiler bir haber çıkacak mı diye. Ertesi gün öğlene doğru akıllı Galatasaraylılar’ı rahatlatan haber geldi; “Başkan Florya’da hoca ile görüşüyor”. Aysal, hocanın mabedine kadar giderek kendisine ne kadar çok değer verdiğini hissettiriyor ve kriz sona eriyor. Bu krizden bir sakatlık çıkacağını umanlar da o an avuçlarını yalıyorlar.
#direngalatasaray
Dünyada binlerce teknik direktör var ama Federasyon Başkanı’nın gözü Galatasaray’ınkinde. Daha 5 gün önce “Abdullah Avcı’nın yanındayız” açıklamasını yapan kendisi, etikten bahseden kendisi, tüm basını ahlaklı olmaya çağıran kendisi. Sonra her fırsatta eleştirdiğimiz Abdullah Avcı’ya inanılmaz bir haksızlık yapılıyor ve takımın başındayken takıma hoca aranıyor. İlk etiksizliği değil Federasyon Başkanı’nın; Rıza Çalımbay’a da “O bizim evladımız, hiçbir yere gitmiyor” diye sahip çıktığı gecenin sabahında işine son verip Mehmet Ekşi sektirmeli Tigana’yı göreve getirmişti. Demek ki atalarımız haklıymış; “İnsan yedisinde neyse yetmişinde de aynıdır” diye boşa söylememişler.
Galatasaray’ı sevmediğini üç aşağı beş yukarı tahmin ediyorduk ama nefret ettiğini bilmiyorduk. Neyse ki becerikli değil. Bu operasyonu da eline ayağına dolaştırdı. Galatasaray’ı nasıl batırırım diye yola çıkarken en büyüğün Galatasaray olduğunu kabul ettiğini ilan etti. Aysal ve Terim, “Konu Türkiye ise her türlü fedakarlığa varız” mesajı verdiler. Terim ayrıca, “Bana sizin paranız işlemez” diyerek bir yılı aşkın süredir kendisine işkence yapan federasyon ve kurullarına giderini yaptı.
Tevfik Fikret ne yapmış!
Galatasaray Lisesi’nde müdürlük yaptığı sırada 31 Mart gerici ayaklanması patlak verir. Okulun içinde yapılan değişiklikler ve bazı öğrencileri almak için gelen kızgın insanların önüne dikilir ve, “Okulu yıkmak için önce beni yıkmanız, öğrencilerimi alabilmeniz için de cesedimi çiğnemeniz gerek” diyerek gelenleri geri püskürtmüştür. Onun “Fikri hür, vicdanı hür...” diye başlayan pankartının bulunduğu tribünden, protesto hakkını kullanan diğer tribünlerdeki insanlara yapılan baskı en azından o pankarta yakışmadı. “Tribüne siyaset sokmayız” diyerek yapılan savunmayı kabul etmek ise diğer olanları gördükten sonra mümkün değil.