Başkan olmak!

Haberin Devamı ›
Galatasaray Başkanı olmak göründüğünden çok zordur. Mustafa Cengiz’in de selefleri gibi yaşadığı aynen bu.
Rakibinin kaybettiği bir seçimde sürpriz başkan seçildi. Doğal olarak da hazırlıkları yeterli değildi. Seçimdeki vaatler gerçeklerle karşılaşılınca kızgın tavadaki su damlaları gibi saniyesinde buharlaştılar. Sportif başarı da gelmeyince çok şey beklenen Fatih Hoca da kurtarıcısı olamadı.
Seçim bombaları
“Galatasaray’ı şeffaf yöneteceğim” dedi başkan. Şu ana kadar bir şeffaflık görmedik.
“Diğer futbolcuların paralarını ödemek için Ndiaye’yi mecburen sattık” diyemedi,
“Menacerine para vermek zorunda kaldık” diyemedi.
“Seçildik ama ne yapacağımızı tam olarak bilemiyoruz” diyemedi.
“Para bulmayı kolay sanıyorduk ama bulamıyoruz” diyemedi.
Bunları dile getirebilseydi şeffaflık adına daha şık olacaktı.
31 Mayıs ve şampiyonluk
Bu sezon Galatasaray’ın 2 ana hedefi var. Kurulan müthiş takım ve Fatih Terim hamlesiyle şampiyonluk. Detaylandırmaya gerek yok; mutlu sonun sonuçları çok pozitif. Şampiyonlar Ligi’yle 30-40 milyon euro fazladan gelir demek.
Bir de 31 Mayıs 2018’de Galatasaray Sportif’in kâr etmesi gerek. Edemezse kulübün satışı yolunda ilk adım atılmış olacak. Durumu kısaca özetleyeyim; Galatasaray Spor Kulübü Derneği’nin elinde Sportif’in ayrıcalıklı hisseleri var. Miktar önemli değil. Bu hisseler Dernek bünyesinde olduğu sürece Galatasaray’ı genel kurulun seçeceği kişiler yönetir. 31 Mayıs’ta Galatasaray Sportif zarar açıklarsa peşpeşe 5’inci senesi olacak ve ayrıcalıklı hisseler kaybedilecek.
Sonuç mu?
Kafayı kırmış Aziz Yıldırım ya da Ali Koç Fenerbahçe başkanlığı için girdikleri yarışta bir adım öne geçebilmek için “Galatasaray Kulübü’nü artık ben yönetiyorum, çoğunluk hisseyi ele geçirdim” diyebilme şansına sahip olabilecek.
Bu durumun gerçekleşmemesi için Mustafa Cengiz’in neler yapacağını açıklaması gerek. Eski Başkan Dursun Özbek, Sportif’in kârlılığını gerekirse cepten harcayarak sağlayacağını söylüyordu. Bu konuda hiçbir planı olmayan yönetimin eski başkanlarla derhal iletişime geçmesi ise şart.
Kulübün benzin sponsoru!
Enkaz edebiyatıyla rakip yıpratılır, yönetimin ilk ayı da geçiştirilir. Ama sonrasına nefes yetmez. “Otelinden Galatasaray’a fatura kesmiş” diye suçladığın eski başkan, “O faturaları kesmek yasal zorunluluk, karşılığı kadar bağış yaptım” cevabıyla yetinmeyip, “Ben otelciyim, kulübün konaklama sponsorluğunu yaptım, hâlâ da yapıyorum. Senin de benzin istasyonun var. Kulübün benzin sponsoru ol” dese ne yapacaksın?
Bu sebeple doğru-yanlış ve olur-olmadık yerlerde ispiyonlarcasına suçlamaları bırakıp eski başkanlardan yararlanmaya bakmak en akıllıcası olacak.
“Galatasaray’a değişim için geldim” dedin, alkışlandın, Liseliler’in oylarını da aldın. Kulübe nüfuz etmiş geleneklere dokunmaya kalkarsan tekrar 200’lü oy sayına dönersin.
Galatasaraylılar’ın en köklü geleneği ispiyonculuk yapmamaktır, gözlerden uzak bir yerde hesaplaşırlar; yumruklaşsalar bile kinlenmez, bir süre sonra da yeniden kardeş olurlar.