Arama

Popüler aramalar

Aslan bir adım önde

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Galatasaray bir türlü deplasmanda kazanamıyor. Bu seriyi Rize'de de bozmadı, baştan sona üstün bir oyun sergilediği karşılaşmada yine 2 puanı bırakarak İstanbul'a döndü. Puan farkı şimdi tekrar 6'ya çıktı. Haftaya Fenerbahçe'nin Trabzon deplasmanına gideceğini düşünürsek bu haftayı Sarı Kırmızılılar'ın daha iyi değerlendirmesi gerekirdi. Ama şu andan sonra yapacak bir şey yok. Bundan sonraki 11 haftada bu farkı kapamak için uğraşacak Sarı Kırmızılı futbolcular.

Galatasaray çok kaçırdı

Galatasaray oyuna kontrollü başladı. Bir kaza golüyle geriye düşmemek için temkinliydi. Ancak dozu kaçırınca da 35'inci dakikaya kadar gol atmayı da pek düşünmedi. Küçük bir kıpırdanma Galatasaray'ın bir üst vitese çıkartıyor. Chelsea maçında da aynı sıkıntı vardı. Durgun başlayan Sarı Kırmızılılar dakikalar ilerledikçe kim olduğunu ancak hatırlayabiliyor. Rizespor'un çok basit bir planı vardı ilk devrede. Top Melo, Selçuk ve Burak'a gelince vur tekmeyi. Hakem Abitoğlu da fazlasıyla toleranslı davranınca bu sistem tuttu. Devre sonuna doğru da Melo'nun ceza sahası içerisinde Viera tarafından düşürülmesine sarı kart vermekle yetindi. Tabii ki hakemlerden fazla bir beklentisi yok Galatasaraylı futbolcuların ama emeklere yazık.

İkinci devre Rizespor ataklarıyla başladı, 5 dakikada 2 gol kaçıran Karadeniz ekibi Galatasaray'a sinyali veriyordu aslında ama anlayan kim! Sonra idare Galatasaray'a geçti. Aylar sonra kornerden gelen topa kafayı vuran takımın yeni golcüsü Chedjou golünü attı, tabelayı değiştirdi. Sonra oyunun mutlak hakimi Galatasaray oldu.

Umut ve Sneijder uyumaz bu gece

Önce Umut, sonra da Sneijder maçı kopartacak pozisyonlarda beceriksizlikte zirve yapınca makus talihi değişmedi, Kweuke'nin penaltı golü maçın skorunu tayin etti: 1 - 1. Muslera penaltı pozisyonu haricinde kusursuz oynadı. Chedjou her hafta daha iyiye gidiyor, takımın sürpriz golcüsü oldu. Semih defansın vazgeçilmezi. Veysel, Telles ve Yekta hızlıca takıma adapte oluyorlar. Melo takımın en iyisi. Burak durgun ve suskun, yine başka işlerle uğraşıp esas görevi olan gol atmaya enerji bulamıyor; biraz Semih'e bakıp düşünmeli. Selçuk her hafta irtifa kaybediyor, kendine gelmesi lazım. Sneijder ve Umut maç içinde fena oynamamalarına rağmen öyle goller kaçırdılar ki bu gece gözlerine uyku gireceğinden şüphem var. Neticede Galatasaray yine iyi oynadığı bir deplasman maçından 2 puan kayıpla ayrıldı. Ama enseyi karartmaya gerek yok, bu lig daha çok su kaldırır. Son ana kadar mücadelesine devam etmeli Sarı Kırmızılılar.

Galatasaray taraftarı kendini aştı

Kötü tezahürat, sahaya yabancı madde atmak, küfür... Bunlar Galatasaray taraftarının son yıllarda bilmediği kavramlar. Yeni Ali Sami Yen'i bir kere bile kapatmadı Sarı Kırmızılılar. Halbuki en önemli rakipleri yılda 3-5 maçını çarpık ve insan haklarına aykırı bir uygulamayla sadece kadın ve çocuklara oynuyorlar. Dün Galatasaray taraftarı kendilerine ayrılan bölümü doldurdular. İlk devre boyunca da seslerini Rize'ye dinlettiler.

Sorun maaşlı elemanlarda


Biraz da maç dışında Galatasaray'ın durumunu düşünelim. Ünal Aysal sportif başarıyı kulübe geri getirdi. Ancak mali konularda aynı başarı söz konusu değil. Düşünülen projeler hayata o ya da bu nedenle geçirilemedi. Nasıl ki sportif başarıyı Aysal'ın hanesine yazıyorsak, mali başarısızlığı da Aysal'ın hanesine yazmak gerek. 533 yıllık bir kuruma Amerikan tarzı bir tercihle profesyoneller getirir, 533 yıllık çarkların arasına Japon yapıştırıcısı sıkarsanız, Müslüman mahallesinde salyangoz satarsanız iflas kaçınılmazdır. Camiaya ancak bir Marslı kadar yakın profesyonelleri göreve getirirseniz Galatasaray'ın bir holding olmadığını size sık sık hatırlatırlar. Ki bu profesyoneller belki de Türkiye'nin en pahalı profesyonelleri. Sayın Aysal Galatasaray'ın profesyonelleriyle kendi şirketlerinin profesyonellerinin bordrolarını bir karşılaştırırsa Galatasaray'ın nasıl soyulduğunun farkına kolayca varır.