Akılsaray

Haberin Devamı ›
Evliliklerinin ilk yıllarında çiftler her fırsatta kavga ederler ama çabucak da barışırlar! Galatasaray da böyle yaptı. Neredeyse herkes herkesle kavga etti, ya hemen barıştılar ya da barışmış gibi yaptılar ve aynı amaç uğruna dışarı ‘TEK YUMRUK’ mesajı verdiler. “Bir daha konuşmaz bunlar” denilenler bile ertesi akşam sarmaş dolaş. İşte Galatasaray terbiyesi. Yanlış gördüğün bir şey için sabaha kadar savaş ancak iş insani ilişkilere gelince yine ağabey-kardeş ol. Başarının sırrı budur. Başkan Ünal Aysal da sakin kişiliğiyle ilk yılını iyi idare etti. Pasif kalmakla sık sık suçlansa da “Don Kişot muyum?” çıkışı yaparak durumu kısaca ve akıllıca özetledi. Şampiyon olduktan sonra da kendisine yapılan tüm çemkirmelere, “Teessüf ederim” cevabıyla tokat gibi bir cevap verdi. Çemkirikçilerde utanma olsa utanacaklardı. Uzun uzun anlatmaya gerek yok bu şampiyonluğu; taraftarından futbolcusuna, yöneticisinden hocasına bir kenetlenme öyküsüdür.
Gündem değiştirilemedi
Galatasaray’ın her şampiyonluğundan sonra adettir; itinayla gündem değiştirilir. Aziz Yıldırım bu işi mükemmel yapardı; istifa ederdi, TV’de ağlardı, yürüyüş düzenletirdi, yıldız transferi yapardı ve gündemi iki günde değiştirir, Galatasaray’ın şampiyonluğunu unuttururdu. Ancak ne yazık ki şu anda özgürlüğünden yoksun. Yerine bıraktıkları da denediler ama olmadı. 29 yıl sonra alınan Türkiye Kupası bile gündemi değiştirmeye yetmedi. Şampiyonluğun tam olarak kaybedildiği Galatasaray maçı bitiminde, aynı 3 Temmuz sürecinin ilk maçı olan Shakhtar Donetsk maçında olduğu gibi önce basına saldırıldı, sonra da sahaya dalındı. Galatasaray kupa alamasın diye sular açıldı, elektrikler kesildi. Federasyon’un sırf Fenerbahçeli olduğu için gereken kararını veremeyen başkanı gitti yerine başkası geldi. Kurulu oyuncak gibi görevini yaptı sonunu bekliyor.
Federasyon’un haziranda yapılacak genel kurulunda Aslan aklını bir kez daha kullanmalı!