Dikilitaş Gerçekleri

Beşiktaş’ta yarın tarihi bir kongre gerçekleşecek. Üyeler, Dikilitaş Mahallesi’nde yapılması gündeme gelen proje için yönetim kuruluna yetki verip vermemeyi oylayacak. Başkan Serdal Adalı, projenin tanıtımını iyi niyetle yaptı. Yöneticiler detayları anlattı. Ancak hâlâ bilgi eksikliği ve kirliliği sürüyor. Bir kesim, “Beşiktaş’ın bir karış toprağını bile sattırmayız” derken; bir diğer grup ise, “Engel olmayın, yeter artık!” isyanında. Kulübe yaklaşık 200 milyon Euro’luk gelir getirmesi beklenen bu projenin perde arkasındaki gerçekler ise şöyle:
Haberin Devamı ›
Devletin Desteği Olmazsa
Olmaz 1. Normalde Beşiktaş Kulübü’nün, söz konusu bölgede bir karış toprağı bile yok. Nasıl mı? Hemen alt kısmında bulunan Fulya Projesi nedeniyle, kulübe tahsisli olan 15 dönümlük alanın terk edilmesi zorunlu hale gelmiş durumda. Yani buradaki arsa kulübe ait değil. 2. Spor Bakanlığı’ndan, Süleyman Seba Kapalı Spor Salonu’nun da içinde bulunduğu alan, üst kullanım hakkıyla kiralandı ve projeye dahil edildi. Ayrıca Bakanlık tarafından ek alan tahsisi de sağlandı. 3. Gelelim imar meselesine: Devlet dışında hiç kimse buraya çivi bile çakamaz. Bu nedenle bölge, “özel imar” statüsüne alınarak ancak devlet eliyle inşa edilebilir hale getirildi. Özetle; proje tamamen devlet desteğiyle gerçekleştirilecek. 4. Devlet, “Bu alanı bir ay içinde tamamen boşaltın” deseydi, bu talep yerine getirilmek zorundaydı. Kulüp, hiçbir hak iddia edemezdi. Başkan Serdal Adalı da tam bu yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın makamına giderek yardım ve destek talep etti. Aynı zamanda eski bir futbolcu olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tıpkı yeni stadın yapımında olduğu gibi bu projeye de onay verdi.
Haberin Devamı ›
Karar Beşiktaşlıların!
Sonuç olarak; Beşiktaş, aslında kendine ait olmayan bir alanda, devletin desteğiyle dev bir projeye sahip olma şansını yakaladı. Bu projeyle, kulübün toplam borcunun yarısı karşılanabilecek. Eğer üyeler “EVET” derse, proje hayata geçecek. Ancak “HAYIR” denilirse, devlet zaten kendisine ait olan bu kıymetli alanı kulüpten bağımsız şekilde farklı bir projeyle değerlendirme hakkına sahip. İşin sırrı da burada saklı. Gerisi, kongrede oy kullanacak üyelerin vicdanı, aklı ve sağduyusuna kalmış durumda.