Wesley Sneijder biraz beklesin

Haberin Devamı ›
O nedenle Galatasaray’da yarattığı coşku ortamına selam edip Kasımpaşa’ya bakmak istiyorum. Ara transfer dönemi başladığından beri Fatih Terim’in sahadaki futboldan çok başka konulara yoğunlaştığını gözlemliyorum. Galatasaray gerçek bir teknik direktör takımı olduğundan hocasının form durumundan en fazla etkilenen konumdadır. Terim gününde değilse Galatasaray’ın iyi olması zordur. Bunu sahada genel olarak gözlemiyebiliyorum ancak yakalanan somut örnekler meramımı anlatmamı kolaylaştıracak.
İlki frikik kullanımıdır. Sezon başında Hamit Altıntop kariyerinin verdiği güvenle Selçuk İnan’ın favori yerlerindeki frikiklere bulaşmıştı. Yaptığı fiyasko vuruşlardan sonra dümene yeniden Selçuk geçmişti. Uzun bir aradan sonra Kasımpaşa maçında klasik Selçuk topu paslaşmalı frikik saçmalamasıyla Hamit tarafından kullanıldı. Bundan başka dünyanın Sabri Sarıoğlu korner atmayı bıraktıktan sonra en kötü istatistiğine sahip oyuncusu Emre Çolak üç ya da dört kez topun başına gitti. Emre’nin kullandığı kornerlerin Galatasaraylı bir oyuncuya gittiğini hatırlamıyorum. Bunu bırakın her Emre ön direk kornerinde topu hangi rakibe atacağını yüzde doksan ihtimalle tutturuyorum. Kalan yüzde on’da ise tahmin ettiğim dışındaki bir rakibe yolluyor.
Terim’in maç istatistiklerini ekibiyle değerlendiriyordur. Sıfır isabete sahip oyuncuya bile bile korner kullandırmak ancak formsuzlukla, maça yoğunlaşmamakla açıklanabilir. Rakip takımlar Emre topun başına gittiğinde karşı atak hazırlığına başlıyorlar bile. Emre demişken ceza sahası dışından attığı şutlar beni futbolun en güzel öğelerinden birinden soğuttu. Takımı gerideyken çok uygun durumdaki en az iki arkadaşını yok sayarak topu dağlara taşlara vuran bir oyuncuya kimse hoş görüyle bakamaz. Emre bunu ilk kez yıllar önce Denizli deplasmanında yapmıştı. Hâlâ bir arpa boyu yol alamamış maalesef.