Terim, bir gün mutlaka!

Haberin Devamı ›
Galatasaray’ı bugünlere getiren dört dalgadan Metin Oktay, Brian Birch dönemleri dışındaki ikisinin sahibidir. Tüm bunlara rağmen son ayrılışı hayırlı olmuştur. Terim’in Ünal Aysal ile gönül bağının koptuğunu, Galatasaray başkanlığı makamına olan saygısını eskisi gibi sürdürmediğini gösteren bir tabloyu aktarayım.
Real Madrid maçı öncesi Florya’yı ziyarete giden Aysal, Terim ile ayakta başlayan sohbeti sırasında oturacakları yere gelir. Galatasaray geleneklerini çok iyi bilen Terim başkan oturmadan kendisinin ayakta kalması gerektiği gerçeğini göz ardı ederek önceliği alır. Önce Terim oturur, sonra Aysal. Terim bunu planlı yapmasa bile bilinç altını ekranlara yansıttı.
Maç öncesi birlikte yemek yediğimiz dostlarım Haluk Sunol ve Deha Genç’e ikisi arasındaki ilişkinin bittiğini, artık kararın zamanını beklediğimi söyledim. Hatta muhtemel hocaları bile konuştuk. Ancak en azından devre arasına kadar ya da Estonya-Hollanda karşılaşmaları tamamlanmadan iki taraftan da hareketlenme beklemiyordum. İki haftada yaşananlar ise olayın ışık hızında ilerlemesini sağladı.
Galatasaray, Terim olgusunda bile başkan kulübüdür. Galatasaray’da son sözü başkan söyler. Aysal iş hayatı dışında belki de en önemli kararını verdi. Yaşanacak başarısızlıkta başkanlığını kaybedebileceğini bilerek buna yöneldiği için kendisine saygı duyarım. Terim için tercihini bir ölçüde kendisi yaptığından karalar bağlamıyorum.
Ulusal takım sürecini Göksel Gümüşdağ’ın değil, Abdurrahim Albayrak aracılığıyla Terim’in tersinden başlattığı bilgisi beni böyle düşündürüyor. Eldeki kadro olağanüstü bir yanlışla ehil olmayan ellere teslim edilmediği sürece Türkiye’de sorun yaşanmaz. Dördüncü yıldız mayısta formaya dikilir. Avrupa’yı ise bilemem. Onu yeni hocanın kalitesi belirleyecektir.