Selçuk İnan hariç...

Haberin Devamı ›
Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, Selçuk İnan ve biraz da Sercan Yıldırım dışında İBB maçında oynayan tüm futbolcular ve teknik heyetin sözleşmelerini feshettim deseydi şaşırmazdım. Sezonun ilk maçında oynanan futbol Skibbe gönderildikten sonra Rijkaard’ın kısa bir dönemini saymazsak Galatasaray’a sirayet eden düşük kalitenin devamıydı. Yana ve geriye paslaşmaların damga vurduğu, ileride çoğalmanın sağlanamadığı bir futbol için Fatih Terim’i geri getirmeye, Melo, Eboue, Ujfalusi ve Muslera’yı transfer etmeye gerek yoktu. Yollanan Mustafa Sarp, Barış Özbek ve diğerleri aynı düzeyde futbol oynayabiliyorlardı. Bülent Korkmaz da aşağı yukarı aynı dizilişi tercih ediyordu. Oysa hazırlık maçlarında Fatih Terim’in takımının verimsiz yan-geri paslaşmaları geçmişte bıraktığını, beklerin katılımıyla kanat ataklarının yapıldığını, orta sahadan hızlı çıkışlarla rakiplerin üzerine yüklenildiğini gördük. O nedenle İBB maçının gerçek anlayışı yansıtmadığını düşünüyorum. Milan Baros dışında ceza sahasına ancak duran toplar ve 80. dakikadan sonra üç-dört kişiyle giden bir Galatasaray, Fatih Terim’in takımı olmamalıdır. Rakibin orta sahayı geçmesine bu kadar rahat izin veren anlayış Fatih Terim’in tüm bildiklerinin yadsınmasıdır. Hazırlık pası adı altında kaybolan oyun ritmi Fatih Terim’in kendini inkarıdır. Bu yüzden İBB maçının istisna olarak kalacağını öngörüyorum. Fatih Terim’in zevk veren futbolunda belirttiklerimin hiç birine yer yoktur. Yıllardır yazıyorum, Galatasaray gibi bir hücum futbolu geleneğinin tek santrfor denilen günümüz futbolunun habis hastalığından kurtulması gerekir. Yenilerden Selçuk İnan ve kısa sürede Sercan Yıldırım’ı beğendim. Selçuk İnan mükemmel oyunculuğunu Galatasaray’da sürdüreceğini, Sercan Yıldırım ise forvete hareket getireceğini işaretledi. Yekta Kurtuluş’a ise çok üzülüyorum. Kimse adını bilmezken Galatasaray’a önerdiğim Yekta her gün geriye gidiyor. Değişmezse, yıllardır hayalini kurduğu formaya Ocak’ta bile veda eder.