Hagi tribünde, Topal sahada

Haberin Devamı ›
Okurlarım bilirler, futbolda benim için Hagi bir yana, Dünya bir yanadır. Futbolculuğunda kendisine dair yazdığım yorumların sayısını unuttum. Teknik direktörlüğünde ise bazı davranış yanlışlarına rağmen başarılı buldum. Sevgili Hagi’nin Galatasaray’daki macerasını fiilen sonlandıran Kayseri’deki 2-2 berabere biten maça dair bir anımı aktarmalıyım. Galatasaray son 10 dakikada 2 golle öne geçmiş, maçı kazansa muhtemelen şampiyon olacak ama Gökhan Ünal son saniyede muhteşem bir kafayla hayalleri sonlandırıyor. Havaalanında herkesin yüzünden düşen bin parça. Hagi ve Balint’in yanına gidiyorum. Hagi, kendisini birkaç hafta sonra Galatasaray’dan gönderecek Gökhan için şunları söylüyor; ‘’O golü iyi ki başkası yerine Gökhan attı. Kendisini Gençlerbirliği’nden beri izliyorum. Türkiye’nin en iyi santrforu olacak.’’ Bu sohbette Hagi’nin neden Hagi olduğunu bir kez daha anladım. Kendini olaydan soyutlayıp, analiz yapabildiğini gösterdi. Hagi’yi ekranlarda görmek, Bükreş’teki taraftarların tezahüratına eşlik etmesini izlemek benim için mutlulukların en büyüğü oldu ve bir kez daha Ciga’yı yazma fırsatı verdi. Galatasaray, Fenerbahçe maçındaki krizi sezonun en doyurucu futboluyla aşmasını bildi. Bir deplasman takımının böylesine top hakimiyetiyle oynaması istisnadır. Kewell’ın golü öncesi yapılan 30’u aşkın pas Galatasaray’ın yönelimini açıklayan bir istatistiktir. Rijkaard’ın Galatasaray’ı böyle top oynamaya programlanmalıdır. Sürekli top çevirip uygun anda ileriye hızlı paslar atmak Galatasaray anlayışının temelini oluşturmalıdır. Yoksa Fenerbahçe maçındaki gibi Lucescu’nun kötü bir taklidini yansıtan yana ve geriye top oynama stratejisini vurgu yapan bir taktik Galatasaray’ı örseler. Galatasaray’ın bu kadrosunu Lucescu anlayışına mahkum etmek en hafif deyimle sorumsuzluktur. Umarım Rijkaard hatasını görmüştür. Mehmet Topal’ın attığı olağan ötesi gole yapacağım yorumu yalnızca Hagi’nin tribündeki varlığına bağlayamam! Mehmet, 2. Lig’den gelip ilk forma giydiği Denizlispor maçında bile kaleyi karşıdan gören pozisyonda benzeri bir füze yollamıştı. Uzaktan şut atan her oyuncuya büyük saygı duyuyorum, Barış’ın sol ayağıyla attıkları hariç. O yalnızca bir fantazi denemesi yapmakla sınırlı kalıyor. Bükreş deplasmanı, tıpkı üç sezon önceki Bordeaux maçı gibi muhteşem Mehmet’in sahalara dönüşünün işaretidir.