Güneş-Baştürk, Terim-Sneijder

Haberin Devamı ›
Şenol Güneş milli takım teknik direktörü iken skordan bağımsız olarak her maçın 65. dakikasında otomatikleşmiş bir kararla Yıldıray Baştürk’ü oyundan alırdı. Stuttgart’ta en parlak dönemini yaşayan Yıldıray, Güneş’in kararının aksine kendi takımında hemen her maçı sahada kalarak tamamlardı. Hiçbir fiziki sorunu, sakatlığı olmayan Yıldıray’ın milli takımda sürekli kenara alınması çok garibime giderdi. Fatih Terim’in geldiği günden beri Wesley Sneijder’i maçların 65. dakikada oyundan alması aklıma Güneş-Baştürk olayını getirdi. Güneş’in hiçbir mazereti olmadan Yıldıray’ı oyundan alması ile Terim’in uzun süre futbol oynamayan Sneijder’i sürekli kulübeye çekmesi arasında mutlaka fark vardır. Fizik olarak tam hazır olmayan Sneijder, umarım Terim’in Engin Baytar’ı bir sezon önce yavaş yavaş 90 dakikalık oyuncu haline dönüştürmesine benzer sürecin konusudur. Ancak Sneijder’i dünyada en iyi tanıyan teknik direktörler arasında bir numara olabilecek Jose Mourinho’nun Kayseri maçından sonra yaptığı değerlendirme kafamı karıştırıyor. Mourinho, Drogba’nın hâlâ tam hazır olmadığını söylerken Sneijder’i eski günlerindeki gibi gördüğünü belirtmişti.
Terim-Sneijder ilişkisini değerlendirirken karşıma büyük bir imkan çıktı. Önümüzdeki günlerde Hollanda’nın oynayacağı milli maçlarda Louis van Gaal’in Sneijder’den yararlanma dakikaları aydınlatıcı olacaktır. Yıldıray kendi takımının değişilmezi iken milli takımın ilk kement atılan oyuncusu iken bakarsınız Sneijder tam tersinin yaşandığı bir vaka haline dönüşür. Takımında 90 dakikayı tamamlayamazken, milli takım maçlarında hakemin son düdüğüne kadar oynar. Galatasaray Kayseri’de sonunda geçen sezonun Galatasaray’ına dönüşebileceğini kanıtladı. Böyle oynayan bir takım durdurulamaz. Amrabat hariç herkesi zevkle izlerken Gökhan Zan’a bir kez daha saygı duydum. Aylarca oynamamasına rağmen hazır fiziği ve kafa yapısıyla her zaman güvenilebileceğini gösteren Gökhan dalga geçilen sakatlıklarının ardından örnek futbolcu mertebesine yükseldi.