Engin Baytar'ı inadına sevmek

Engin Baytar’ı alkışlamaktan ellerim şişti. Türkiye’de bir oyuncunun gösterdiği olağanüstü gelişimi hayranlıkla seyrettim. Futbolun varyetesini seven, savunma yapmayan Engin’den, bir dönem Galatasaray’ın yıldızı Ayhan Akman’ın en parlak günlerinden esintiler gördüm. Ayhan da Antep’te forvetimsi oynarken kaliteli bir ön kesiciye dönüşmüştü. Ancak Ayhan gol becerisini arka plana atarak kendini hücum anlamında köreltmişti. Engin, Ayhan’ın kesiciliğine yaklaşırken forvet niteliğini de yaşatmaya devam ederek istisnai bir oyuncu olacağını kanıtladı. İhraç edilene kadar orta sahada 8 top kaparak, Süper Lig’de sanırım bir rekor kırdı. Rekoru kırarken müdahalelerinin büyük ekseriyetinde faul yapmadı. Attığı golü tribünde ihlalli görmüştüm ancak ekran tekrarlarında temiz olmaya daha yakın olduğunu düşündüm. Galatasaray’ın ikinci golünde sağ ayağının dışıyla verdiği pası dünyada verecek futbolcu sayısı azdır. Sanki Barcelona’nın gıpta edilen becerikli ayaklarından birini Aslantepe’de izledim. Gheorghe Hagi’den sonra böylesine öldürücü pas atabilen bir oyuncu olarak Engin’i takdir ettim.
Haberin Devamı ›
Atıldığı pozisyona gelince, ekran manipülasyonunun nasıl çalıştığını utançla izledim. İzleyicilerin baskısı olmasa Sivas kalecisinin Engin’in aşil tendonuna basması es geçilecekti. Kabak gibi pozisyonu, görüntülerde sineğin yağını çıkaran Mustafa Denizli’nin atlamasına imkan yoktur. Uyarıdan sonra bile hala Engin’e yüklenmeyi sürdüren Denizli’yi ayıpladım. Pozisyonu Aslantepe’de izlerken Erdinç Sezertam isimli yardımcının bayrağını Galatasaray lehine salladığını çok net gördüm. Ama sonra nedendir bilinmez bayrağını terse çevirdi. Sezertam’da bir gram vicdan varsa, raporuna Engin’in maruz kaldığı gaddarlığı ve ilk kararını yazması gerekir. Tahkime gidilirken, ekranlara bilinçle verilmeyen Sezertam’ın ilk bayrağı savunma olarak sunmalıdır. Engin, inadına seni çok seviyorum.