Arama

Popüler aramalar

Dördüncü dalga

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

İlki Metin Oktaylı yıllardı. İkincisi Brian Birch’ün üç sene üst üste yaşattığı şampiyonluklardı. Üçüncüsü ise Fatih Terim’in ilk dönemiydi. 1996-2000 yıllarında kazanılan çocuk kalpler artık tribünlere gelmeye, Galatasaray’a her açıdan katkı vermeye başladı. Galatasaray, Fatih Terim’li son döneminde normal taraftar artışının dışında kitlesel büyümeyi, sayısal zıplamayı gerçekleştiren yeni bir sürece girmiştir. Peş peşe gelen başarılar çocuklardaki aidiyet olgusunun yerleşmesine büyük katkı verir. Son iki senenin etkileri 10 yıl sonra görülecektir. Türkiye’nin en fazla taraftara sahip kulübü olan Galatasaray arayı giderek açmaktadır. Yaşanan dördüncü dalgadır. Fenerbahçe yönetimi bu yüzden kendi takımını toparlamak yerine Galatasaray’a ilişkin hamleler yapmaktadır. Son bir ayda Fenerbahçe genel kurulu ve resmi internet sayfasında kendisinden çok Galatasaray yer almaktadır. Fenerbahçe’nin çabası kaçan tek bir şampiyonluğu unutturmak değil, Galatasaray lehine oluşan genel gidişatı durdurmaya yöneliktir. Şükrü Saracoğlu’ndaki muz çirkinliği üzerine yapılan kendi camiasını bile incitici basın toplantısı ve 19 Mayıs’ta peş peşe yapılan iki açıklama bunlara örnektir.

Buna karşılık Galatasaray yönetimi kendisine yönelik hamlelere karşılık serinkanlı davranmayı sürdürüyor. Başarının sağladığı özgüven artışı dışında Ünal Aysal’ın kişiliği ve Galatasaray genel kurulunun her zaman sağduyulu tavır da rol oynamaktadır. Galatasaray’da başkanlar kendilerini kulübün sahibiymiş gibi göremezler, makamda yalnızca genel kurul adına yeddi eminlik yaptıklarını bilirler. Galatasaray’da fevri çıkışlara kesinlikle prim verilmez, eleştiri mekanizması en acımasız şekilde işletilir. Galatasaray gelenekleri başkanların kaderini belirlemiştir. Bu yapıdaki Galatasaray futbol sahasında
başarılı olmayı sürdürdükçe büyümenin sınırını kendisi belirleyecek konuma gelmiştir.