Bu maç, O maç!

Haberin Devamı ›
Gerets döneminin şampiyonluğunun müjdecisi Aydın’ın son saniyede gol attığı Konya deplasmanıdır. Buna Hasan Kabze’nin unutulmaz golleri ile gelen ’’Zalad gelsin, sizi kurtarsın’’ maçı da eklenebilir. Cevat Hoca’nın şampiyonluğu ASY’de değil ağırlıklı olarak Denizli’de Mustafa Keçeli’nin golüyle hatırlanır. Geçen sezon şampiyon olunacağı Hakan Balta’nın 2-0’dan beraberliği getiren Kadıköy golünde anlaşılmıştı. Bu sezon da sanırım 4-2’lik Ordu maçıyla anılacaktır. Galatasaray uzun süre sonra gol yediği maçı hem de iki farktan gelerek çevirdi. İzlediğim kadarıyla vurgı genelde Fatih terim’in tribüne gönderilmesine yapılıyor. Haklılık payı var ancak asıl değişiklik sezonun en büyük ikinci fiyaskosu Hamit Altıntop’un çıkarılıp Umut Bulut’un sahaya sürülmesinde yatmaktadır. Bir tane mücadele kazanamayan, adam geçemeyen, hiç bir kafa topunda rakibine üstünlük kuramayan Hamit’in yerini çok doğru biçimde Umut’un saygıdeğer kavgasının almasıyla maç çevrilmiştir. En büyük fiyasko Amrabat konusunda kendimi sorgular hale geldim. Hamit’in çok iyi futbolcu olduğuna hiç bir zaman inanmadığım içim üzüntüm kendisine güvenenler açısındandır. Amrabat’ı ise Kayseri’de hayran ve gıptayla izledikten sonra günümüzdeki haline inanamıyorum. Son maçta en az beş kilo fazlası varmış gibi göründü. Tıpkı Arda’nın kendini saldığı günlerdeki fizikte görünen Amrabat’ın önünde 11 maç kaldı. Yoksa kaybolup gider. Selçuk İnan ise Galatasaray’ın en önemli kozu olduğunu yine gösterdi. Selçuk’un iyi oynadığı maç kaybedilmez. Sneijder ve Drogba’yı izlerken futbol adına mutlu oluyorum. İki dünya yıldızı Galatasaray’ın parçası olmayı benimsediklerini kanıtladılar. Karşılığı olan sevigyi de doğal olarak sonuna kadar hak ediyorlar. Sneijder’in oyun zekası ve üstün tekniği kiliştlenmiş maçları açamayan Galatasaray’a yeni bir boyut kazandırdı. Drogba’nın sahadaki varlığı ise takım, teknik heyet ve tribüne güven veriyor.