Bildiğiniz deli saçması

Haberin Devamı ›
Bunu ben değil, günlerce Antalya’ya bir yerlere kapanıp sonunda 16 takımın topunu birden şikeden dolayı Disiplin Kurulu’na veren TFF söylüyor. Böyle bir sonuca varabilmek için kafalarından neler geçtiğini merak ediyorum. Şeytanın bile aklına gelmeyecek karar mutlaka ilk kez bir kişinin aklına gelmiş, sonra da diğerleri tarafından kabul görmüştür. O ilk kişiyi ülke futbolunu bataklıkların en dibine sürükleyen kişiyi öğrenmek için neler vermezdim. Umarım bir gün ortaya çıkar.
Yapılmak istenen ise sonuç itibariyle çok basit, Galatasaray’ı da işin içine sokarak şike yapan kuruların yanında yaşları da yakmaya çalışmak. Haklarında tuğla boyutunda iddialar bulunanlarla hakkında tek kelime şike isnadı bulunmayan Galatasaray’ı aynı işleme tabi tutabilmenin başka mantığı yok. 3 Temmuz sabahından beri Galatasaray ile ilgili en ufak bir kanıt bulmaya çalışanların sonunda hiçbir şey tespit edemeden bu cesareti bulmalarını ancak deli cesaretiyle açıklayabiliyorum. UEFA’nın hakkında disiplin soruşturması açılan takımları turnuvalarına almayacağı gerçeğini, 5 yıl Avrupa’ya gidilmemesini içine sindirenlerle birleştirince alınan kararın gerçek mağduru Galatasaray’dır. Bu sene tüm enerjisini son yıllarda içine düştüğü olumsuz durumdan kurtulmaya veren Galatasaray’ı başka türlü durdurmalarının mümkün olmadığını bilenler, Avrupa şantajını dayatmayı son çare gördüler. Böyle bir yazıyı Selçuk İnan’ın döktürmeyi sürdürdüğü bir haftada yazdığım için kendisinden özür dilemek zorundayım. Selçuk’un mükemmel oyununu gol ve asistlerle süslediği günlerde, şike eksenindeki pislikleri yazmaktan utanıyorum. Tek bu örnek bile şikenin futbolun hakkını nasıl yediğini gösterir, bırakın çalınan alın terini! Son kararı alanlar şike yapanlar kadar sorumludur.