Baştan kokan balık Galatasaray

Haberin Devamı ›
Baştan kokan balık misali, Galatasaray tarihinin en karanlık günlerini yaşamaktadır. Tükendiği, utangaçca da olsa Başkan’ın dışında herkesçe kabul edilen, gidilen konferanslarda dillendirdirilen bir dönemden geçiyoruz. Başkan hala çözümün topu çizgiyi geçip geçmemesinde olduğunu düşünecek kadar gerçeklerden uzaklaşmış durumda. Kazanılacak iki maçla her şeyin güllük-gülistanlık olacağını öngörecek bir portre çiziyor. Oysa tükenmişlik her alanda, her gün gözümüze sokuluyor. Sahada oynanan futboldan, taraftarın dejerenasyonuna kadar geniş bir yelpazede artık iler-tutar bir yön kalmamış. Ligin dibine demir atmış takımlardan yenilen tokatlar vaka-i adiye haline gelmiş. Mağlup duruma düşen Galatasaray’ın beraberliği kurtarması bile mucize ötesine geçmiş durumda. Rakip ceza sahasına iki oyuncuyla girilmesi unutulmuş, futbolcular bireysel kurtuluş derdine düşmüşler.
Taraftar Ali Sami Yen mabedine veda gecesinde rakip takım paslaşmalarında ’oley’ çekmekten utanmıyor, ’üç, üç’ diye ter ter tepiniyor, sahayı kırık koltuklarla gelincik tarlasına çeviriyor. ’Yönetim istifa’ tezahüratı Galatasaray maçlarının vazgeçilmezi haline dönüşüyor. Zavallı Gheorghe Hagi hala kendini yırtıp, takımı düzeltmeye çalışıyor. Buna karşılık sıkıntılı günlerde camiayı toparlaması, liderlik etmesi gerekenlerde en ufak moral yükseltme çabası yok. Tüm enerji kaçınılmaz olduğu görülen seçim mücadelesi nedeniyle, aile içi tartışmalarda sert ve kırıcı üslupla, eleştiri yapanları karalamaya harcanıyor. Aslantepe için canlarını verenlerin yok sayılmasına itiraz bile edilemiyor. Onlarca insanın çabası savunulamıyor. Camia zaman zaman ’Acaba Aslantepe hiç yapılmasaydı, daha iyi mi olurdu?’ sorusunu sormak zorunda kalıyor. Böylesine tavizkar bir tutumdan sonra Galatasaray’ın Aslantepe’ye geçişiyle neyin değişeceğini çok merak ediyorum. Galatasaray dev bir transatlantik gibidir, dümende verilecek kararların uygulanması uzun zaman alır. Şişme bot gibi ani manevra yaptırılamaz, şimdilik umutsuzum.