Başka hoca mı kalmadı?

Haberin Devamı ›
Ülkedeki önemli pozisyonlardan birisini boşaltmak böylesine kolaydır. Avcı’nın ayrılması yalnızca futbol dinamikleriyle açıklanamaz. Hikayesini yakında öğreniriz. Operasyonun devamında TFF’nin, Dünya’da başka hoca kalmamış gibi Fatih Terim’e yönelmesi ise bence ulusal takımdan çok Galatasaray’a yönelik boyut taşımaktadır. Tüm maçlarını bile kazansa Brezilya’ya gitmesi mucizelere kalan bir takımın başına Terim’i getirmeye çalışmak manasızdır. Sezon başlar başlamaz Galatasaray’ın arayı rahatça açacağı görülerek Mayıs ayına yönelik planlar eyleme konulmuştur. Ulusal takım hocalığı ile takım hocalığını bir arada götürmek Terim’in her saniyesinin eleştiriye açık hale getirmekle eş anlamlıdır. Seçtiği, seçmediği futbolcular, saha içindeki tercihleri, vereceği her demeç için bombardımana hazır kıtalar beklemektedir. Terim kendisine çok güvenerek en azından nezaketen Mersin maçından sonra ciddi suçlamalarda bulunduğu Yıldırım Demirören ve ekibiyle her ne gerekçeyle olursa olsun çalışmamalıdır. İlke olarak çift şapkalı olmaya karşı çıkmasam bile isimler nedeniyle Terim öneriyi reddetmelidir. Sezon sonunda hem Galatasaray, hem Terim, hem de TFF oturup yeni bir değerlendirme içine girebilir. Benim aklıma çözüm olarak Yılmaz Vural geliyor. Vural kamuoyuna kendisinin verdiği ‘ağırlığı olmayan hoca’ izlenimine rağmen beğendiğim bir teknik direktördür. Çalıştırdığı takımlarla özellikle büyüklere karşı ciddi başarılar elde etmesinin altında ciddi bir emek vardır. Vural, tek tek maçlara en iyi hazırlanan hocadır. Elindeki zayıf kadrolarla, daha güçlülere karşı başarısının altında bu özelliği yatar. Vural’ın büyük takımda neler yapacağını hep merak ederim. Dört maç için Vural göreve gelsin, hem kendisi, hem de bizler nelere muktedir olduğunu görelim. Galatasaray da rahat bırakılsın!