Trabzon'un işi kolay değil

Kendisi gibi şiddetle puana ihtiyacı olan bir rakibe karşı oynamak önemli stratejiler gerektiriyor. Büyük takımsanız karşınızdaki rakibin maç içindeki ruh halini önceden iyi analiz etmeniz gerekiyor. Rakip takım elbette aynı takım ama şöyle de gerçekler var... Öne geçtiğinizde karşınızda ‘kaybedecek hiç bir şeyi olmayan gözü kara bir takım’ ile geriye düştüğünüzde de oyunu kendi alanına kapatıp, geçişlerle ve duraksamalarla oyunu soğutan, seni tuzağına düşürüp maçı bitirecek takım aslında aynı takım. Geçen hafta yaşanan hakem faciası unutulmasın! Adeta pes dedirten kararlarına bir de 70’den sonra adeta oynanmayan oyunu eklediğimizde; Trabzonsporlu oyuncular ve kenar yönetimi bundan sonraki maçlarda bu tip durumları yönetmeye de idmanlı olmalı. Sadece oyunun konuşulmadığı şu dönemde şampiyonluğa oynayan takımların tartışmalarını takip edebilir, romantizmden gerçekliğe sert bir dönüş yapabilirsiniz.

Banza isterse yapıyor!

Uzatmayayım... Trabzonsporlu oyuncuların bir çoğu yanlış takıma gelmiş gibiler. Hırs, istek, savaşma azmi gibi şeyleri varsa da beden dillerine pek yansımıyor. Artık yansımalı. Banza golcü ama isterse oynuyor. İsterse pas atıyor. Sanmam ama Enis tercihi gelirse de çok şaşırmam. Draguş sahada 90 dakika kalmalı. İç saha avantajından da bahsedilemiyor çünkü seyirci çok az. Trabzonspor’un işi zor. Şenol Güneş de eski teknik adam gibi taraftara çağrı yapmalı. Taraftarların da bu işin şakasının olmadığını bilmesi lazım! Kasımpaşa yeni teknik adamıyla moral bulmak istiyor. İstekli, arzulu, göze de hoş gelen oyun gelenekleri var. Büyüklerle oynadıkları oyunlar da ortada. Dikkat edilecek çok oyuncuları var ama takım halinde de son derece iyiler. Maç ortada...