Rotasyon çıkmazı…
Geçmiş yıllarda da benzer sorunlar yaşanmıştı aslında. Rotasyon arttığında oyunun dengesi değişiyor ve Türkiye Kupası’nın doğası gereği bu durum normal karşılanıyor. Alt lig–üst lig farkı, büyük takım–Anadolu takımı eşleşmeleri derken bu turnuvada teknik adamlar sık sık değişikliklere gider. Buraya kadar itirazım yok; ancak yıllardır söylediğim bir nokta dün gece yine karşımıza çıktı.
Haberin Devamı ›
Fatih Tekke’nin kurduğu oyuna ne kadar bağlı olduğunu biliyoruz. Sakatlık ve cezalar nedeniyle bir gün şans vereceği oyuncuları görmek istemesi de doğal. Fakat dün gece bu fırsatı gerçekten değerlendiren bir isim çıktı mı, tartışılır. Saviç ve Folcarelli gibi sistemin kritik taşları olmadığında oyunun aksadığını geçmişte de gördük. Dün ise o başarılı mekanizmanın büyük kısmı sahada olmayınca oyun ne akıcıydı ne de ayakta kaldı. Maçtaki sertlikler eklenince tablo daha da anlaşılır hâle geldi.
İdeal kadro olmalıydı
Şans verilen oyuncuların Trabzonspor forması için yeterlilikleri ise ancak ideale yakın bir 11’in içinde değerlendirilebilir. Kaleci Onuralp’ten beklenen performans zaten geldi bile. Bu tarz maçlarda asıl soru şu: Oyuncu görmek mi daha doğru, yoksa ideale yakın bir kadroyla başlayıp işi erkenden bitirdikten sonra vaad edenleri oyuna almak mı? Geçmişte de yazdık, bugün de aynı noktadayım: Tribüne geleni de oyunu da ödüllendirmek adına kadroyu baştan ideale yakın kurmak en doğrusu. Çünkü dün gece yaşananlar, önceki tecrübelerle neredeyse birebir aynıydı.










