MENÜ

Yüzüncü yılın yüzsüzlüğü!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Evet, yüz üzerinden değerlendirdiğimde, yüz olarak tanımlanabilecek hiçbir aksiyon yok. Hatta doksan, seksen, yetmiş, altmış, elli bile yok. Ehhh... Bu duruma yüzsüzlük demeyelim de, ne diyelim? Yüzlülük mü! Belgrad’a gittiğim gün gazetelerde, Ali Sami Yen’in, mezarı başında anma töreni yapıldığı haberleri vardı. Birkaç resim, birkaç haber. Küçük küçük kutuların içinde, hepsi o. Peki mezar başında bulunmak yeter mi? Yetmez. Galatasaray gibi, eğitim ve kültür ocağı tanımlanan bir camianın, sportif alandaki yaşam nedeni Ali Sami Yen böyle mi anılmalıydı? Hele hele yüzüncü yılda! Tarih yazmış, ilklere önderlik etmiş ve uygarlık kapısı olarak anılan bir kurum, sportif alan etkinliklerine, kültür zenginliklerini niçin ilave etmez? Onlarca bilim adamı yetiştiren camianın yüzüncü yılında, bu değerlerini doğru kullanıp, yararlandığını söyleyebilir miyiz? Hayır. Beklerdim ki, Ali Sami Yen ve arkadaşlarının felsefesi, panellerde konuşulsun, ilkeler paylaşılsın, bilmeyenlere de belletilsin. Ne yapıldı peki? Sığ transfer dedikodularının arkasına sığınılıp, gündem oluşturulmak istendi ve buram buram yapaylık kokan bir baloyla da, sözde iş bitirildi. Camianın gereksinimi Fransız şarkıcı eşliğinde nostalji yaşamak değil, kurum değerlerini dünya platformlarına taşıyacak etkinlikler olmalı diye düşünüyorum. Paralı sosyetenin boy gösterdiği banal toplantılar değil. Kendisinden çok ümitli olduğum Özhan Canaydın döneminde böylesi manzaralara şahit olmak, büyük düş kırıklığıdır şahsım adına. Başkaları ne düşünür bilemem. Fakat görünen o ki, köy yanıyor! Sultan hanım mı? Makyaj yapıyor! Sportif başarılar görecelidir. Saha sonuçları ve skorlar, camianın tamamını mutlu edemeyebilir. Ama siz öyle kurumsal başarılara imza atar ve geleceği sağlam temeller üzerine kurarsınız ki... Toplumun geneli şapka çıkarır, hayranlık duyar. Oysa kurumsal yapının çatırdadığı günlerin, monarşi düzenine doğru giden kulübü olma yolundadır Galatasaray. Ali Sami Yen ve arkadaşları günümüz manzarası için mi kurmuştu bu kulübü acaba? Geliniz tartışalım. Ekmeğini bölüp sevdası için ayıranlarla, rant peşindeki sömürgenleri aynı kefeye koyabilir misiniz? İsmet Tongo ‘Bir kamyon banknot, üstelik döviz! Ne oldu?’ diye sormuş... Hiç kimseden ‘çıt’ yok. O dönemde sorumlu olup da bugün susan kimlikler ya o telefatın ortağıdır ya da Galatasaray düşmanıdır. Suyun nereden kaçtığını biliyor ve önlem almayıp, üstelikte sesinizi kısıyorsanız, bunun adı dramdır. Galatasaray yeni bir sezona, yeni hüsranlar eşliğinde girmekte. Galatasaray kadrosunda zafiyet vardır elbette. Fakat şunu iyi biliniz... Bu zafiyet asla futbolculardan oluşan kadroda değil, yönetici yapısındadır. Öyleyse yüzüncü yılda yaşanan dramın adı da, yüzüncü yılın yüzsüzlüğü ve hayal kırıklıklarıdır!

YORUM YAZ