MENÜ

Yanlış seçimler!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Antalya’dan başlayan İstanbul yolculuğum yaşamım boyunca unutamayacağım bir drama dönüşürken, çağdaşlığın simgesi(!) hızlı trene binen insanlarımız da felaketle buluştu. Bundan sonra ana babası, ailesi, sevdikleriyle bir daha kavuşamayacakların sayısı oldukça fazla. Ya hastanelerde aylarca ıstırap çekeceklerin çilesi! Ne günahı vardı bu insanların, sisteme güvenmekten başka? Hükümet yeni bir atağa kalkmış ve ilkel şartların önüne bir ‘hızlı’ sıfatı koyup, ‘saldım çayıra, mevlam kayıra’ felsefesiyle insanları resmen ölüm yolculuğuna, üstelik para alarak çıkarmıştı. Yazık ki, ne yazık. Gencecik bedenlerin, minik evlatların hakettiği bir son değildi bu... Uygarlığın temelinde, bilim ve bilim adamlarına inanmak, onların sunduğu ‘olmazsa olmaz’ doğruları uygulama bilinci olmalı. Biz toplum olarak bu realiteye duyarsız kalmayı marifet sayıyoruz. 7 den, 70’e... Ekonomide, siyasette, sanayide, eğitimde, sporda ve daha nice yaşam renginde. Aymazlığın resmine bakar mısınız? Prof. Dr. Aydın Erel ve daha bir çok yurtsever bilim adamımız, ‘Hızlı tren güvenli değil, seferden kaldırılmalı’ derken, TCDD Müdürü ‘Ahrete yolculuk’ seferlerini devam ettiriyor ve (kaza değil) cinayetin ardından da ‘Her şey Allah’tan’ diyor. Yüce Rabbim’in kullarının felaketini isteyebileceğini düşünebilmek ve bunu dile getirmek gibi bir aymazlık olabilir mi? Bilimin gereklerini yerine getirmez, konunun uzmanlarına kulak asmazsanız, her türlü felaketi yaşamak zorunda kalırsınız. Ama kabahati ‘sümme haş - a’ Allah’a atamazsınız... Atarsanız, bir gün çarpılırsınız. Bu müdür istifa etmediğine göre devam edecek demek ki. Kendisinin ve Ulaştırma Bakanı’nın odasına, vefat eden gençlerimizin büyük bahtsızlıkla görmek zorunda kaldığım kazadan sonraki hallerini gösteren fotoğrafları asalım. Bakalım kaç gün dayanabilecekler? Yüce Rabbim kullarının bu hale gelmesini ister mi? Neden doğruları gündeme getirmiyor ve sorumlulukları paylaşmıyoruz. Nasıl bir ülkedir burası? Koskoca facianın faturası bir garip makinist ve tren şefine maledilemez. Bu facianın gerçek sorumluluları mutlaka tespit edilmeli ve gerekli yaptırımlar uygulanmalı. Sevgili gençler... Bizlerin, birilerinin sorumsuzluklarından kaynaklanan faturaların bedelini ödemek gibi bir sorumluluğunuz yok. Ama bu gerçek sizleri iyiden iyiye duyarsızlığa değil, daha dikkatli, özenli ve kurallara uymaya yönlendirmeli. Bilimin gerçeklerini kabullenip mutlaka uygulamalı, başkalarının yanlışlarının kurbanı olmayacak önlemleri almalısınız... Yaşananlar kader değil, işbilmezlik ve ‘benden sonra tufan’ düşüncesinin acı bir resmidir. Hepimizin başı sağolsun.

YORUM YAZ