Uğurlama şampiyonu!

Haberin Devamı ›
Üzüntü içinde kameralara doğru baktı, ‘Şahsi dostum, arkadaşım Gerets’le yollarımız burada ayrıldı. Karşılıklı sevgi ve saygı içinde çalıştık, dostluğumuz devam edecek’ dedi ve gönderdiği bilmem kaçıncı dostuna (!) plaketini verdi. Son gelişme sonrası kesin olarak alınması gereken ders şu olmalı: ‘Başkan’ın dostu olmak, pek hayra yorulmayacak ve bir gün olası plaket, mutlaka kısmet olacak! Hmmm... Demek ki dostluk (!) çerçevesine ya uzak duracak ya da ‘Birlik olalım’ felsefesi yılmaz bekçisinin, timsah gözyaşları arasında ölüm ilanından pek farkı olmayan, teşekkür ilamını koltuk altınıza sıkıştırıp, yolcu olacaksınız.Gerets’e dostluk nameleri yazılırken, bir başka dostun (!) bileti de sipariş edildi sanki! “Ben senin kalmanı istiyordum ancak futbolun patronu olan Adnan Polat karşı çıktı. Bu nedenle böyle bir durum oluştu. Hareketimizin ne kadar doğru olduğu zaman içinde görülecektir.” Bu söylem yine fileto timsah!!! Hay Allah, dilim sürçtü ‘Fileto balık’ mı derlerdi ne! Neyse işte! Başkan’ın tertemiz çıkacağını ve sıradakinin Adnan Polat olduğunun erken müjdesi, olası başarısızlıkta kullanılacak ölüm torbası! Şeyy... Yine olmadı, kılıfın ön projesidir bence!Polat’a hayırlı olsun ‘erken müjde!’ Ama çok da sorun yapmamalı. ‘Birlik olalım’ felsefesinin bir farklı versiyonu bu! Canaydın birliği toparlıyor ama Galatasaray’da değil, karşı tarafta! Buyrun bakalım plaket mudilerine... Lucescu, Terim, Hagi, Gerets, Ali Dürüst, Burak Elmas, Hayri Kozak, Ergun Gürsoy, Adnan Öztürk, Ali Gürsoy, Doğan Sarıbeyoğlu, Sinan Kalpakçıoğlu ve Bülent Tulun podyumdakiler. Bir de olmayanlar? Sanırım Polonya’daki ‘SS sabun üretim kampına’ yetebilecek kadar mevcut çıkar ve vagonlar dolar.Saydığım isimler arasında ‘Birlik olalım’ döneminden yararlılar da var, zarara neden olanlar da elbette. Kozak, Gürsoy, Öztürk, Ali Gürsoy, Sarıbeyoğlu ve daha birçok duayen gönüllerindeki Galatasaray sevgisine paralel hizmetten men edilmiş, önleri kesilmiştir. En büyük haksızlığa Lucescu uğrarken, Fatih Terim, Hagi ve Gerets doğru yönetim kriterleriyle karşılaşmamış, yanlış seçimlerine adeta yol verilmiştir. Dürüst ve Elmas’ın Lukunku, Almaguer transferleri, UEFA şampiyonu kadronun temizlenmesi (!) gibi katkıları unutulur mu? Tulun Marek, İliç transferlerinde ne yaptı? Merak ediyorum, Kalpakçıoğlu da beş kişilik işi neden tek başına çözmek zorunda bırakıldı? Bilmiyorumb...Bunca zarar-ziyan içinde de, Canaydın’ın doğru zamanda doğru seçimler yapmadığını, müdahale konusunda büyük zamanlama hataları içinde bocaladığını düşünüyorum. Hem Galatasaray Başkanı hem de eski bir sporcunun böylesi zamanlama faciaları imza lüksü yok. Eğer doğru seçimler örneklese, kulüp müzesinde en az 3 şampiyonluk kupası daha olur, böylesi maddi ve manevi kaoslar yaşanmazdı.