Tıpkısının aynısı!

Haberin Devamı ›
Tempolu başladı oyun. İki taraf da iştahlı. Soğuk havayı ısıtan, tıpkısının aynısı iki gol izledik. İlkinde Song’a çarpan top Orkun’u, ikincisinde Tuna’ya çarpanı ise Gökhan’ı terse yatırıyor ve 1-1 oluyor. Bu işte atan becerisi kadar, yiyenlerin kısmetsizliği de var. Şok gole rağmen Galatasaray’ın ‘kazanmak istiyorum’ diyen hali karamsarlık üretmedi. Aksine güven verdi. Bocalamadılar ve Gençlerbirliği’ni adeta püskürttüler. Konuk geri çekilmemiş, ev sahibi mecbur etmiştir.
Mehmet Topal’dan sonra diğer genç Serkan Çalık, bir başka genç Arda’nın Gökhan’dan dönen vuruşunu gol yapıyor ve 2-1 oluyor. Fuat Buruk’un adeta prototipi Çalık, çabukluk ve dikkat nosyonlarını konuşturmuş, Cim Bom’u öne çekmiştir. Takımda isim ayrımı yapmadan ilk yarı hepsinin iyi oynadığını... Hayır! Galibiyeti çok istediklerini söylemeliyim.
İşte bu kadar! Tempolu, arzulu, topa hakim olma duygusu yoğun Cim Bom ruhu, tüm izleyenlere yansımalı dün geceki gibi. Kazansa da, kaybetse de saygı duyulur böylesi gayrete. Özlemişim ‘re re ra’ sloganını. Bu gecenin en şık göstergesi, sahadakilerin ciddiyeti ve oyuna yansıttıkları doğru seçimlerdi.
Lüzumsuzluklarına girişmez, tekeden süt çıkarmaya uğraşmaz, taşları doğru yere koyarsan bu takım işler. İşte kanıtı... Lincoln ve 3-1 oldu bile. Tuna azizliğine de ‘asist ötesi mi’ demeli ne? Önce Gökhan’ı, sonra Orkun’u apışık bırakandı: 3-2. Galatasaray zor geçeceğini düşündüğüm geceyi rahat geçirdi. ‘Özhanprin etkisi’ dedikleri, olabilir mi bu?