MENÜ

Tespit meselesi!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Elbette deneyimdir, mantıktır. “Pır pırrr” uçmanın sonu “Bammm” diye düşmek olur. Çok gördüm, çoook. Bu darbeyi ilk yaşayan sadece Fenerbahçeli dostlar değil ki... Sadece onlarınki biraz fazlaca yoğun oluyor. Neden? Kendilerini gereğinden fazla kaptırıyor, yaşamın gerçeklerini umursamıyor ve mutlaka takılıyorlar. Heyecanlarını zaptedemiyorlar. Düş kırıklıkları da o oranda büyüyor. Başka değerlere bakmayıp, sadece kendi esame listesine inanan ve daha temmuzda takımı lig şampiyonu ilan edip, Avrupa zirvesine de adını yazanlar, daha dikkatli ve gerçekçi olmalı. Neye güvendim de “Galatasaray şampiyon olur” dedim. Tabii ki Fenerbahçe’ye... Denizlispor maçı için hafta başından kampa sokup, taaa maç saatine kadar futbolcunun dünya ile ilgisini kesme operasyonu başladığında “Bu iş tamam, Galatasaray yırttı” diye düşündüm. Kadro kalitesi ve ederi Denizlispor takımından fazla Sarı-Lacivertliler için 7 gün yetecekti. Hafta boyu sadece rakibini düşünecek, gözünde büyütecek ve kendisiyle aynı hizaya getirecek. Başka? Hep aynı mekanda yapayalnız kalınması nedeniyle kaybetme korkusu üredikçe üreyecek ve futbolcu “Ya kaybedersem!” sorusunu kendine fazlaca sormaya başlayacak. Zihninde oluşan cevap, güven duygusunu zedeleyecek, sonunda da bitirecek. Yani? Fenerbahçeli sporcu futbol değerleri değil, düşünce çürümesi, inancını zedelemesi ve yalnızlığa mahkum edilip korkmaya başlaması sonucu kaybedecek. Demode anlayış, şampiyonluğun teslimi nedenidir. Düşüncede sürantrene olan sporcu, motivasyon değerlerini de bitirir, demotive olur. Bünye ne denli hazır olursa olsun, gerilim vücudun yeterli oksijeni almasını önler. Sadece ayaklara değil, beyin hücrelerine de oksijen gidemez. O zaman senin için en kolay sayılacak eylemleri dahi yapamaz hale gelir, yeteneklerine komut veremezsin. Fenerbahçeli sporcular bu nedenle tanınmaz haldeydi. Hiç kimse suçlamasın. Futbol robot statüsüne sokulmuş sporcularla değil, huzurlu ve iç güveni tam adamlarla oynanır. Aziz Yıldırım’ın bırakın Fenerbahçe’yi, Türkiye’ye hizmetlerini inkar etmek mümkün mü? Yapılan her eser bu güzel vatan ve tüm insanlarımız için... O zaman sıkıntı nerede? Kaybetmenin de insan yaşamında var olan, doğal bir olgu olduğunu reddetme felsefesi. Bu gerçeği yok saymak için, koşulları çok zorladı. Camiasına ve sporcusuna da gerilimi acımasızca yansıttı. Kaybetmenin dünyanın sonu olduğuna koşullanmış insanların zirveyi yakalaması ancak rastlantılarla mümkündür. Başaramadıkları zaman da, yıkılmaları, yarıştan vazgeçmeleri ve küsme nedenleri de bu felsefenin ürünüdür. Akılcılığın yerini aşırı hırs, telaş ve korkulara bırakamazsınız. Sadece spor değil, yaşamın her biriminde. Fenerbahçe yönetimi bu yanlışı fazlaca yaptı ve ne Aziz Yıldırım ne de kupalar kaldı.

YORUM YAZ