Şakaya gelmez...
Haberin Devamı ›
Ne denli baskılı oynarsan oyna, tempo yaparsan yap. Yap da, Fenerbahçe ile oynadığını sakın unutma! Rakip alanda 7-8 futbolcusuyla bulunan, dönen topların neredeyse tamamını karşılayıp, pas trafiğini mükemmele yakın uygulayan Galatasaralılar, bir an gaflete düştü ve cezası kesildi. Eğer Fenerbahçeli futbolcunun karşısında zamanında bulunmayıp ardında veya yanında kaldıysan, yandın! Bileti keserler acele. Çünkü milletin eliyle kullandığından, çok daha büyük maharetle ayağını kullananlar var Kanarya’da. Cristian topu çok çabuk Alex’e saldı, usta, anında orada bulunacağının akıllara gelmesinin dahi zor olduğu Zeigler’in önüne sanki eliyle attı. İsviçre’liden de muhteşem bir gol vuruşu 0-1. Oysa o bölgede Alex ve Ziegler’i karşılaması gerekenlerin, yanda ya da arkasında değil, olmaları gereken yerde pozisyon almış olmaları şarttı. Fenerbahçe’nin seyrek ataklarını seyir keyfi defosu ve rötar aymazlığı, Galatasaray savunmasına pahalıya patladı!
Galatasaray baskısı, temposu aynen devam etti. Etti ama rakip savunmanın dengesini bozacak aksiyonlar da pek yok ki! Arkaya top kaçırmamaya adeta yeminli bir savunma anlayış ve uygulamasını, bodoslama yarmaya çalışan bir hücum modeli. Oyunun yönünü değiştirme faslındaki başarı, bir de duvar pasları ya da ikiye birlerle çözülmeye çalışılsa acaba daha net pozisyonlar bulunabilir miydi? Rakibe çok rahat yerleşim şansı, cepheden karşılama, hatta düşünüp-taşınma olanağı dahi tanıyan bir hücum anlayışı. Umudum Terim’in ikinci yarı için üreteceği formüllerde. Çünkü kum torbasından beter ediyor ama indiremiyor Galatasaraylılar. Gerekli değişimler yapıldı ve baskının fotoğrafı da değişti! Selçuk’la 1-1’i cepheden şahane frikik vuruşuyla sağladı. Sonra neler kaçtı neler ama Stoch kaçırmadı 1-2. Dün gece bir daha anlaşıldı ki Fenerbahçe hafife almaya da, şakaya da gelmez. Öyleyse durmak yok, yola devam Galatasaraylı...