MENÜ

Olmaz bakanım!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Fatih Terim’le aynı görüşteler. Her maçı mahalinde izleyen bir yorumcu olarak düşüncelerimi açık açık paylaşmalıyım. Bu çocuklar her rakipleriyle başa baş oynayabilir. Genelde berabere kalır, bazen yener ama çoğunlukla da yenilir. Hele hele kıran kırana puan maçları oynanacak olursa, hiç şansları olmaz, ezilir giderler. Olan yine boynu bükük kalan Türk insanına olur. Bu takım Avrupa’nın hiçbir platformunda başarılı olamaz Sayın bakanım. Türkiye liglerinden seçilecek en az 10 takım daha bu sonuçlardan farklı bir netice almaz, yani tabelaya ve ortalamaya baktığınızda başarılı gözükebilirdi. Futbolcularımız arasında elbette ümit veren, geleceği olanlar var. Yarının yıldızları statüsünde yer alabileceklerde var ama eylül elemelerinde Türkiye’nin kaderine olumlu etki yapabilecek en fazla üç veya dört adam var. Diğerleri ancak zaman içinde yemeğe katılan tuz gibi teker teker takıma alınır ve sahaya çıkarılabilir. “Olayın hepsi budur” denilir ve bu şekilde yola çıkılırsa, ortaya çıkacak ürün şap lezzetindeki yemekten farksız olur. “Emret bakanım” veya “Emret hocam” felsefesi belki size ve Terim’e hoş gelebilir. Fakat gerçek fotoğraf hiç de parlak değil. 2006 Dünya Kupası için Almanya’ya gitmemizin mümkün olmadığını, çünkü yanlış işler yapıldığını yine FANATİK’te ve bu sütunlarda yazmış, Sayın Recep Tayyip Erdoğan dahil tüm yetkilileri uyarmıştım. Sonuç ne oldu? Buyrun! Uzak gibi gözüken eleme maçları için fazla zaman yok aslında. Bu nedenle Ay-Yıldızlı ekip çatısı, iskeleti, temeli korunmalı, ince ince revizyonlarla takım hazırlanmalıydı. Olmadı. Bence yanlış yapıldı. Dünya Kupası’na katılsın veya katılmasın, hemen her ülke milli takımını A’dan Z’ye değiştirmeden oynarken, biz yeniden yapılanma işlerine giriştik. Geleceği olan futbolcular için A2, U21 ve diğerleri varken, ne diye böyle ara statüde bir takım oluşturuldu ve yola çıkıldı? Üstelik olan biten çok net ortadayken “Bu takım mükemmel” zorlaması neden? Futbol politika standartlarını en fazla tepetaklak eden oyun modelidir. 2006 elemelerinin sorumluluk payını ve Türkiye’nin maddi-manevi kaybını hiç irdelemeden ve kendi suçunu analiz etmeden ileriye bakanlar, bu milleti yine yakacaklar. Öyle bir anlayış ki... Suçlu Mehmet Özdilek, Emre, Alpay, Serkan... Gerisi mi? Pürü pak! Elenme nedeni futbolcuları ayırır, yenileriyle yola çıkar, mutlaka da başarırsınız! Sevgili Fatih Terim bu modeli iki sezon Galatasaray’da da denemiştin. Ne oldu? Yoksa sen de “Bu millete ne versen nasılsa yutuyor, siyasette de aynı, sporda da aynı mantalite” deyip bildiğini mi okuma kolaycılığındasın? Vaziyet öyle gözüküyor da!

YORUM YAZ