MENÜ

Neden olmaz biliyor musunuz?

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Arzuman bu sezon gül gibi maçlar yönetti. Mesela Galatasaray’ın pastırma diyarında kaybettiği ve sonra ligde tepe taklak gittiği 94 dakikalık yönetimi anımsayın. Güleryüzüyle Cim Bom’un iki böbreğini birden almış, o geceden sonra sapasağlam takım, yaşamı diyaliz makinasına bağlı hastadan farksız hale gelmişti! Ne garip rastlantıdır bu! Operasyon Galatasaray’ı yatalak ederken, Sakaryaspor’un da nefesini kesip oksijen çadırına girmesi nedeni olmuştu. Bu kesim - biçim işi, kime yaramıştır acaba? Söylemem! Yok canım, olmadı galiba! Zaten bilmece yazmıyorum ki ben... Üstelik bildirmece yazıyorum. Öyleyse açıklayayım... Fenerbahçe ve Kayserispor’a! Tesadüf olur da, böylesi olur mu be birader? Üstelik bu işlerde hakem olarak kim var? İsmet Arzuman. Vay... Vay... Vayyyyy. İşte ‘Öyleyken böyle olmak dedikleri’ bu olsa gerek. Arzuman gülüyor, gülümsüyor ama bu arada hayati organları da götürüyor. Ne beceri, ne beceri... Helal olsun vallahi... Güleryüz dediğimde, aklıma Abdullah Gül gelmezse, olmaz! Dünyanın en güler yüzlü, en sıcak, en becerili siyasetçilerinden biri olan Gül, şimdi daha bir güzel gülüyordur mutlaka. Eeee, kolay mı hemşehrileri her platformda mutlu görmek. Kayserili ‘Elleriiiim böyle boooş, boş mu kalacaktıııı... Güvendiğim dağlara kar mı yağacaktıııı’ dizelerini mırıldanırken... İki eli birden doldu. Güvendiği dağlara da kar değil, bereket yağdı. Hayırlı olsun. Nereden, nereye geldik yahu... Oysa Payitaht’ta başlamıştık... Evet! Dönelim sadede... Fenerbahçe takımına sadece bulunduğu değil, bulunmadığı mekanlardan da istemeden de olsa, yararı dokunan İsmet, şimdi yine hemen burnunda. Fenerbahçe burnunda. Yani Rüştü Saracoğlu Stadı’nda... Pardon Şükrü Saracoğlu olacaktı. Nedense Rüştü ve Şükrü’yü birbirine karıştırırım hep. Düşünebiliyor musunuz... Ya Arzuman’ın ismi de Şükrü veya Rüştü olsaydı! Kimbilir ne hale gelirdi yazı. Hagi sezon başından beri bence en doğru tahmini ‘Birinci sıra meşgul’ dediğinde yapmış. Başka hiç biri tutmadı. O tuttu. Adam bizlerin kırk yılda çözemediğini, birkaç senede çözmüş. Pekiiii, nasıl becermiş? Var mı bir bilen? Kimbilir belki de bakıyor, doğru pencereden... Yani! Rumenpen’den. Lucescu da görmüş ve söylemişti de... ‘Tü kaka’ olmuştu. Adamın tayinini Sibirya’ya çıkardılar. Sonra affa girdi. Şimdi Ukrayna’da. Hani bize Kadıköy’de üç atan Ulusal Takım’ın vatanında. Ukrayna deyince aklıma Ersun Yanal geldi. Yok canım anrenörlüğü değil... Yorumculuğu! Şu maçta da yapsa ya... Fatih Terim, taze taze o işinde dersini verdi! Bu kez yüzüne gözüne bulaştırmaz belki. Aslında hep söylerim ‘Futbol işi, tetris, play station ve benzeri bilgisayar oyunlarına benzemez diye’ Anlayan kim? Yine fazla uzattım... Yer kalmadı belki de, ama şunu söylemezsem olmaz. Bir kere bu maç dört sonuçlu 1-0, 2-0, 3-0, 4-0’ olmaz. Fenerbahçe kazanır, belki Galatasaray. Kimbilir? Belki de birisi gülümsemeyle karışık işi beraberliğe bağlar. Sonra? Ne şiş yanar ne kebap! Oldu mu!

YORUM YAZ