Ne ala Mualla!
Hatırlar mısınız bilmem? ‘Hergün bayram olsa... Bayram olsa’ diye bir melodi vardı. Dün gecenin Dinamo Bükreş’i de bana dedirtti ki ‘Her rakip Dinamo Bükreş olsa... Dinamo Bükreş olsa.’ ‘Oh ne ala Mualla...’
Haberin Devamı ›
‘Mualla’ kısmı kafiye olsun diye kullanılmış, sanırım fena da olmamıştır. Zaten ‘Mualla’ diyen birtek ben değilim ki... Sen hiç ‘Mualla’ demedin mi Hasan ağbi? ‘Ne ala Mualla’ demeyen var mıdır, ‘adamlık polisi’ Ayeri? Yanlış laf mı ettim, Öcal abi?
Bükreş’i severdim... Dinamo’yu da sevdim. Soğuk gecenin iç ısıtan futbol topluluğuydu. Bir başka memnuniyet vesilesi de, Alman hakem Weiner... Alman Galatasaray’a çok uğurlu geliyor ve Cim Bom her yönettiği müsabakada tomarla gol atıyor. O zaman sormak lazım ‘bu adam neden Fenerbahçe derbilerine getirilmiyor?’ Aziz Bey’de yabancı düdük istiyor zaten.. Buyrun Weiner.
Kewell ‘öbüs’ tipi golü sonrası, ‘Kuğu gölü’ balesine rahmet okutturacak bir estetik güzellik izletti. Tamas’ın zarifçe indirdiği topa, aynı zerafette bir topuksal dokunuş ve inişine vuruş. -Gelişine vuruş’un süslenmiş olanı yani ve 0-1. Sabri benim her daim beğendiğim, kimilerinin de zaman zaman beğendiği bir futbolcu. Son zamanlarda huyuna da bir haller oldu ve barış açılımı yaptı. Belki de Barış’ın oynaması yaradı! Neyse, Sabri havalandırıyor ve Nonda kafasıyla Dolha’yı boşa uçuruyor 0-2. Daha sonra Topal’ın attığı, sağlam bir gol daha var 0-3.
Haberin Devamı ›
Şimdiii eğri oturalım, doğru konuşalım; Galatasaray bu sezon böylesi ‘Oh ne ala Mualla’ tadında bir başka rakip daha bulamaz. Bu galibiyetin ‘Domuz gribi’ aşısından, pek farkı yok yani. Her hale neden olabilir yani! Aman dikkat...