MENÜ

Muhtelif kimlikler...

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Liseden mezuniyetiyle, kulüp üyeliği arasındaki 40 yıllık boşluk ve sonra coşan sevgi! Kulübü kurtarma adına kolları sıvayan, beyefendiye omuz verenler neden şunu merak etmez: ‘Aysal’ın Galatasaraylılığını anımsaması için, ille de UEFA Kupası mı gerekirdi?’ Evet zengin iş adamının 40 yılında rastlanmayan aşk, nasıl oldu da milenyumda depreşti? Yıllarca kulüp gündeminde olmayan, üstelik kendisi de kulübü gündeme almayan kimlik, ne oldu da yönetenin de ötesinde yönlendiren makamına oturdu! Cevap ortada aslında... Ünal Aysal iş adamı bakışı ve büyük servetiyle Galatasaray’ı kontrolüne almak istiyor. Üstelik tam zamanı. Son 10 yılda dip yapan mali dengeler, parası bol biri için büyük fırsat! Ne yapacak? Mahallelerdeki ‘İhtiyar heyeti’ benzeri bir yönetim ve muhtarlığı, dolayısıyla mührü ele geçirme eylemine benzer bir operasyon yapacak. Olabilir mi peki? Bilemem. Kongre üyeleri bilir! Sahibi ve yönetimi müflis konumuna getirilen bir holding, nasıl kapanın elinde kalırsa, Galatasaray da aynı vaziyetin eşiğinde. ‘Kulübün neden bu hale geldiğini açık açık tartışalım ve ortaya koyalım’ dediğimde, cevap şu: ‘Sen geçmişi boşver, geleceğe bak!’ Son 10 yılda yazdıklarımı gözden geçirince, geçmişi boşveren ve günü kurtarıp geleceği kurmaya çalışan(!) zihniyetin verdiği zararın izlerini görmekteyim. Özhan Canaydın’ı eleştiriyoruz. Kimi zaman doğru, kimi zaman acımasızca, hatta belden aşağıya. Son durumda sadece Başkan’ı suçlu ilan etmek, hem sorunları hem de geçmişin günahlarını örtbas etmez. Hatta felakete giden yolu daha da hızlandırır. Çözüm üreten yok. ‘Kulübü ne pahasına olursa olsun ele geçireyim’ diyen çok. Doğru teşhisler ve radikal çözümler üretecek insanlar, şu gün dahi bulunamıyorsa, Galatasaray’ın ölüm ilanını açıklayın, herkes kurtulsun, Galatasaray da!.. Geçenlerde Emre Aşık’a telefon ettim: ‘Florya’ya dönmek ister misin?’ - Nasıl istemem! - Peki mali problem çıkar mı? Durum malum. - Benim Galatasaray’la para problemim olmadı. Yine olmaz. Ergun Gürsoy’u aradım ‘Emre anlaşılmaz şekilde gönderildi. En önemli başarılarda adı var. Tekrar kazandırılsa!..’ Gürsoy ‘Başkan’la konuşurum’ dedi. Sonra ses yok! Alpay Özalan konusu da aynı şekilde gaibe karışmıştı. Bırakın Beşiktaş ve Galatasaray’ı, Türkiye’nin dahi Emre Aşık ve benzeri konumlardaki sporcuları kaybetmeye; hakkı da yok, tahammülü de. Bu yaşta, böylesine uluslararası deneyim kazanmış ve her an oynamaya hazır futbolcular, kolayca gözden çıkarılamaz. Değerlendirilmeli... Kazanan sadece kulüp değil, ülke futbolu da olur. Şu sıkıntılı dönemde Gerets, Emre Aşık meselesini mutlaka düşünmeli. Demirören de gereken dayanışmayı sağlar diye umuyorum. Fatih Gökşen’in yaşadığı da bir başka üzüntü vesilesidir benim için. Cuma günü telefon görüşmemizde Konya’ya gelmesi için ısrarcı olmuş, mutlaka bulunması gerektiğini söylemiştim. Son anda karar verdi ve geldi. Baktım ki olayları ona fatura etmeye çalışanlar var... Ey akıl, ey izan bu nasıl bir çürümüşlüktür? Anlamak mümkün mü?

YORUM YAZ