Arama

Popüler aramalar

Malta'nın voltası

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Futbol oynama niyeti böylesine dumura uğramış bir ekip izlememiştim son yıllarda. En arkada kaşık kadar dört kişi, hemen önünde beşli forvette ise bir kişi. Özellikle ilk yarı bataklığa düşmüş çaresizler misali gömüldükçe gömülen birileri. Bizim geri dörtlünün önünde sadece Aurelio, diğerleri? Ötekilerle rakip alanda iç içe. Bu kalabalığa nasıl bir çözüm üretilir diye bekliyor fakat göremiyorum. Orta alanda oyunu kuracak, atacak isimlere rastlanmadığı gibi kanat organizasyonu da yok. Oysa bizimkilerin kırmızı yumurta gibi birbirine çarpması lazım bunları. O güç ve beceri fazlasıyla var. Yapmıyorlar! ilk yarı Lüksemburg bir kez çıkayım dedi, golü yedi. Nihat pıırrrr diye gitti, asisti Fatih’e ve 1-0. Sonrası yine sıkıntı, önceki gecenin idmandaki çift kalesi çok daha kaliteli ve zevkliydi. Birbirinden güzel iki Türk takımı izlemiştim! Şimdi şöyle bir akıl yürütelim, Malta bunlar kadar futbola dargın değil. Daha tempolu, daha çabuk mücadeleci ve sert...Peki Ay-Yıldızlılar puan maçını geçebilir mi? Geçer. Değerleri Malta’yı aşacak nitelikte. Karşımızda futbol oynamaya niyeti olmayan bir rakip olunca ne yapmalısınız, nafile Lüksemburglular bizim kalitemize çıkamayınca ne yazık ki her geçen dakika biz onların kalitesine indik. Özellikle ikinci yarı resmen debelenip pozisyon dahi verdik. Neyse, bu sayede Rüştü kalitesi bir kez daha sergilendi. Arda, geleceğe dönük pırıltılar verdi. Mehmet Aurelio da doğru seçimdi. Terim’in rakiplerini çok iyi analiz edip, ona göre takımını yönlendirmesi ve futbolcularımızın üst düzey kalibresi beni sadece Malta maçı için değil, gelecek için de ümitlendiriyor. Bu düşünceyi üreten dün gecenin futbolu değil geçmiş başarıların hatırlanmasıdır. Sonuçta kötü rakibe karşı kötü oynayıp, galibiyeti; dolayısıyla da puan almayı başarabileceğimizi belgeleyen bir geceydi.