MENÜ

Mal varlığı!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Galatasaray’a da talipti Uzanlar. Başarsalar demek ki, sporcuların da bulunduğu her yerde mini kameralar devrede olacak, gizli saklı kalmayacaktı. Bu ayrıntı neden aklıma geldi? Son zamanlarda takımda olan bitene bakınca, anlatılanlarla realitenin farklılığı, insanı şaşırtıyor. Başkan memnun. yönetim mutlu. Hagi umutlu. Futbolcular huzurlu. Para problemi yok. Ama ortaya çıkan fotoğraf, boşanma nedeni olacak ölçüde bozuk. Demek ki, bir yerlerde bir şeyler var. Uzanlar, kulübü ele geçirmiş olsaydı, gizli çekim standartları uygulaması sonucu neyin neden olduğu kesinlikle anlaşılırdı. Böylece aile yatırımlarından biri, hiç olmazsa 100. yılda Galatasaray’ın işine yaramış olurdu. Neyse, kulüp kaptırılmamış olduğuna göre sorumlu her kimse, kapalı kapılar ardında neler olduğunu mutlaka öğrenmek, çözümü de bulmak zorunda. Henüz çok geç değil. Mehmet Demirkol diyor ki; “Anonsunu gördüğümde çok önemli bir konuya parmak basıyordur diye öncelikle onu okurum. Yarasa da yaramasa da!” “Nihat’ın bileği biraz daha bükülse ne olurdu?” demiş. Bilmeyecek ne var; kırılırdı! Al işte zeka! Demirkol’un aklının ereceğini bildiğim ama başka nedenlerle kabullenmek istemeyeceğini de bildiğim bir gerçeği anlatmak isterim. Kariyer ve deneyim insan yaşamında çok önemlidir. Hele hele iş hayatında... Mesela gazetecilik ya da profesyonel spor branşlarında. Örnek; E.Y, Denizli ve Terim’le aynı işi yapabilir. Onların semtinden geçebilir. Hatta aynı bölgede oturabilir de. Fakat hem futbolculuk hem de teknik adamlık kariyer ve deneyimlerinin eteğinden dahi tutabilmesi mümkün mü! Bir yerde bulunuyor olmak, orayı gerçek anlamda haketmiş olmakla eşdeğer midir? Herkes farklı düşünceleri savunabilir. Beğenir veya beğenmezsin. Ama aynı mekanları paylaştığın insanlara “yarasa” diye hitap ederken, Ersun’a istediğin saygılı davranışı örneklemiş mi oldun yani? Ersun’a selam, meslektaşlarına uçan bir memeli hayvan! Oldu mu? Peki kim bu yarasalar açıklar mısın? Neyse, Demirkol’a üzüldüm, Vatan’a geçtim. Bir de baktım, Yiğiter Uluğ “insanlık hali” demiş, hemen aynı cümle ve örneklerle dertlenmiş. Biz Vatan’la bir havuzda değiliz. Ama Demirkol ile Uluğ ya aynı havuzda, ya da intihal dedikleri dava...

YORUM YAZ