MENÜ

Gurur duydum...

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Milliler pazar günü Makedonya ile oynayacağına göre gençlerin yanında bir günlüğüne de olsa bulunmak ve onları izlemek şarttı. Yaklaşık 5 saatlik bir yolculuk sonrası, Amsterdam kentinin otobandaki 110 numaralı ring girişinden kupa maçlarının oynanacağı stada ulaştık sevgili Fatih Örge’yle. Önce Galatasaray evsahibi Ajax, daha sonrada Fenerbahçe Brezilya temsilcisi Cruzeiro gençleriyle oynadı. 25’er dakikalık iki devre halinde oynanan maçların temposuna uyum zorluğu çekti çocuklarımız. Ayrıca lig bitince tatile çıkmış olmaları nedeniyle, tam olarak hazırlanamadıklarını teknik sorumlular da dile getirmişti zaten. Rakiplerinin de yaş olarak 2 sene önde olduklarını ve fizik gelişimlerini hemen hemen tamamladıklarını da söylemeliyim. Zaten zirveyi de Brezilya ve Hollanda’lı ekipler paylaştı. Yunan, İspanyol, Portekiz temsilcileri de turnuvaya renk katan diğer genç sporcular oldu. Amsterdam Cup’ın zirvesinde Galatasaray ve Fenerbahçe’ yi görmüş olsam elbette mutlu olurdum ama açık söylemeliyim çocuklarımızın insani değerlerinden büyük gurur duydum. Önce Türkiye’yi sonra camialarını mükemmel temsil ettiler. Bu pırıl pırıl gençleri yetiştiren ailelerine, okul ve kulüplerindeki eğitmenlerine Galatasaray ve Fenerbahçe kulüplerine şükranlarımı, teşekkürlerimi sunmak isterim. Helal olsun. Futbol yetilerine ekledikleri tüm değerler , uyum, disiplin ve mükemmel dayanışma örneklemelerine 10 numara diyorum. Galatasaray ve Fenerbahçe esas gereklilik olan iyi insan, iyi sporcu ve örnek gençler yetiştirme yolundaki çabalarında başarıyı yakalamak üzere. Bu gerçeğe iki ezeli rakip kulüp sporcularının beraber kamp yaptığı otelde memnuniyetle şahit oldum. Aralarındaki dostluk, arkadaşlık ilişkileri, kıyafetlerindeki özen, davranışlarındaki ölçü ve terbiye, disiplinle harman edilmiş huzurlu pırıl pırıl çağdaş gençler, Türkiye’nin özlediği sporcu profilinin koşa koşa geldiğinin net göstergesiydi. Emekler boşa değil demek ki. FANATİK Gazetesi Fenerbahçe ve Galatasaraylı evlatların bu şahane dostluğunu önceki gün sizlerle bir fotoğraf karesinde paylaştı. Ben orada, onlarla yaşama onurunu soludum. Biz büyükler çocuklarımızı doğru eğitir, doğru yönlendirirsek o fotoğrafta gördüğünüz dayanışma ve sevgi yaşam boyu devam eder. Aksi halde solmuş birer resim olarak anılarda kalır. Yazık olur. Günümüz çirkinliklerine, yobazlığına, kavgalarına ‘Dur’ diyecek erdemi örneklemek zorundayız. Yaşamın doğru kriterlerini özümsedikleri belli evlatları, toplumu sarıp sarmalamış ‘İlle de bana, sadece bana paranoyasına’ kurban vermeme adına en büyük görev sanırım bizlere düşmekte. Kendi iç çürümüşlüklerimize kurban etmeyelim o ışıltılı yürekleri. Çoook büyük futbolcu olmaktan daha önemli gerçeğin önce insan olmak olduğunu kavramış dimağları yarın kendimize benzetecek hainliği yine becerecek miyiz diye öyle korkuyorum ki! İnşallah onlar büyüklerine dönüşmez, büyükler(!) onlara dönüşür!

YORUM YAZ