Görgüsüzlük!

Haberin Devamı ›
Enteresan bir ülkeyiz... Futbolcu denilen leşkerlerin cebini dolduruyor, adalesini geliştiriyor, en son model araçlarla donatıyor ama beyinlerini geliştirmeyi başaramıyoruz. Futbolcusundan, teknik direktörüne o kadar çok örnek var ki... Şöhret kapılarını açmadan önce civcivden farksız kimlikler, birdenbire öyle bir hale geliyor ki, tanıyabilmek ne mümkün?
Dün NTV spor öğle haberlerini izliyorum, milliler toplanıyor. Nezaketle birkaç cümle almak için yaklaşan arkadaşımıza, kabalığın daniskası tavırlarla bir 'merhaba' bile demeden geçti yıldızlar(!) Vaziyetin çirkinliğini ifade edebilmek için cümle kurmakta zorlanıyorum açıkçası. Aslında kralını kurabilirim de, burada olmaz!
Bunların alayının eski halini bilmesem, dert değil... Ama neydiniz? Ne oldunuz? Sonra ne olacaksınız? Bu aşamalara çokça şahit olmuş bir büyüğünüz olarak diyorum ki: 'Yanlışsınız!' Bakın yıldızlar... İki şey çok önemlidir hayatta, 'Şöhret ve para taşımayı öğrenmek.' Bunu beceremeyenlerin ne halde olduğunu, etrafınıza biraz dikkatlice baktığınızda göreceksiniz.
Parayı ve şöhreti elbette yetenekleriniz getirdi de, bunu büyük ölçüde sağlayan da medya. Taktığınız şapkanın, oranızda-buranızda yazan reklamın sadece ananız, babanız, sevgiliniz görsün diye verildiğini zannederseniz, yanılırsınız! Bir de içinizde inançlı olduğunu zannettiğim kimlikler var. Hocanız öğretmedi mi size 'Yüce Yaradan kibirli kulunu sevmez' diye!
Bu işler hep böyle gitmez, bilin! Aklınızı da başınıza getirin. Yaptıklarınız nezaketsizlik ötesi görgüsüzlük gösterisidir. Bilin! Ayıp ediyorsunuz. NTV görevlisi arkadaşımız da, konuşmaları ailesiyle değil, futbolseverlerle paylaşacaktı bunu da bilin!
Gelelim Mustafa Denizli'ye... Mustafa bey! Bütün sezon yüzlerce pozisyonu yuttun da, göre göre bizi mi gördün? Sakaryaspor ne haksızlıklar gördü de düştü... Neredeydin o zaman? Bak Mustafa sen Sakaryaspor'u bir konuşursun, ben seni bin, ona göre. Lüzumsuzluğun, lüzumu yok!