MENÜ

Çekin elinizi LÜTFEN!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Ne zaman işler yoluna girmeye başlar, bakarsınız birileri ortaya çıkar ve her şeyi berbat eder. Bu konuda en büyük kabahat sahipleri de siyaset elbiseliler ve onlardan icazet bekleyenlerdir elbette. Kim ne derse desin, futbol yapımız Haluk Ulusoy ve ekibi önderliğinde başarıya doğru yol alıyor, özellikle alt yapıda mükemmel işler yapılıyordu. Bu konuda Gündüz Tekin Onay, Metin Türel, Çetin hoca, Şükrü Ersoy ve diğer duayen futbol emekçilerinin katkılarını gözardı etmek mümkün mü... Fatih Terim’in geçenlerde yaptığı toplantı garibime gitti doğrusu. Onca emeği yok sayıp, ‘Yeniden yola çıkıyoruz’ demek, Terim’in bile hakkı olamaz. Görmezden geldiği geçmişte, üstelik çok yakın geçmişte U-17 ve Ümit Milli takımlarımızın başarıları tarihe öylesine yazılmıştır ki, mızrağı çuvala sığdırma gayretleri boşa çabadır. TFF komedisini üzüntüyle izliyorum. Levent Bıçakcı suçlu. Evet suçlu ama tek başına mı? Son dönemde olan biten onca arızayı, sadece Bıçakcı’nın üzerine fatura etmek nasıl bir vicdanın ürünüdür. Ya da yalakalığın... Evet yalakalığın! Futboldan bi haber kimlikleri TFF çatısı altına toplayan, yönetim kurulu oluşturan kim? Hasan Doğan! Sonra hemen arkasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir kısım bakan ve milletvekili. Peki ortaya çıkan sonuç? Baştan sona hüsran. Şu geçmiş dönemde futbolumuz adına iyi şeyler olduğunu söyleyebilecek adamın alnını karışlarım. Geçmiş sezonun şampiyonluk sevincinden, küme düşme hüsranına, her sonucu tek kelimeyle yüz karasıdır. Bu ayıba imza atanlar sadece Levent Bıçakcı’nın gönderilmesiyle değil, toplu halde gitmekle belki aklanırlar! Oysa tüm oluşumların başında, yine Hasan Doğan. Son iki sene hariç ömrümde bir kez bile futbol platformunda görmediğim Doğan, nasıl olur da böylesine belirleyici olabilir? Futbolun bunca emekçisinin, ömür tüketeninin hiç mi gücü yok? Nasıl bir teslimiyetçiliktir bu? Futbol değerlerimiz bu denli ucuz mu? Türk futboluna yön vermek ve yönetmek isteyen gerçek emekçiler silkinmek, kendine gelmek zorunda artık. Şahsiyetli ve kendine güvenen insanlar, siyasetin uydusu olmaz. Olmamalı. Kulüplerinizi ve futbolumuzu icazetle değil, kendi kişilik ve gücünüzle, tabii ki bilginiz ve becerinizle yönetmeye soyununuz. TFF boşuna mı özerk oldu! Kafasında beklentinin oluşturduğu börtü böcekle yola çıkanların, başarılı olması asla mümkün değil ki. Şu devirde Süper Lig’de yöneticilik yapabilmek için sadece akıllı ve tutumlu olmak yeter. Kaynakları doğru değerlendiren ve transfer facialarından uzak durmayı beceren her yönetici, iş bilgisini ve deneyimini doğru yönlendirirse, kesinlikle başarılı olur. Günümüz spor yöneticiliğinde, siyasete ceket ilikleyen, kendi çıkarlarını düşünen beyefendicilere değil, ülke futbolunun geleceğini düşünen kimliklere gereksinim var. Siyaset mensupları ve onların hınk dedi başıları: ‘Futbolumuzdan çekin elinizi LÜTFEN!’

YORUM YAZ