Bükreş açılımı!

Açılım dediğin işte böyle olacak... Galatasaraylı’dan, Fenerbahçeli’ye tüm Türkiye sevinç duyacak. Açık söylemeliyim yazdığım en zor yazılardan biri. Aklımdan geçenle, tuşlara yansıyanlar öylesine farklı ki. Beşiktaş’ın Almanya, Fenerbahçe’nin Bükreş ve Galatasaray’ın da ASY’den yansıttıkları futboltif mutluluklarla yetinelim mi?
Haberin Devamı ›
Rijkaard ne denli rotasyon yapsa da, özellikle sol kenardan yenilen pozisyonlara henüz çözüm üretemiyor. Bu konuda oradaki sorumluya değil, takımın tamamına bakmakta yarar var. Cristea, Torje ve Alexe özellikle ilk yarı Galatasaray’a yakın sayıda pozisyon buldular ama atamadılar. Galatasaray mı? İki tane attı.
Dinamo disiplinli ve doğru oynamaya çalışan takım olgusunu, Dolha gibi klas bir kaleciyle pekiştirmiş. İşte o kaleciye rağmen 4 gol attı Cim Bom... Nasıl oldu bu? Mor renkliler de doğru oynamaya çalıştı. Oyunu sıkıştırıp takımı da, tribünleri de verem etmedi. Oyunun yönünü değiştirme ustalığını kullandı. Hücum ve savunmada kollektif anlayış örnekledi, yumurtayı kapıya sıkıştıran berbat gösteri taslaklarını tekrarlamadı.
Haberin Devamı ›
Servet’in dokunamadığı ama Dolho’yu şaşırttığı Kewell vuruşu 1-0. Sonra Sabri’nin yetişemediği topa Nonda vuruşu 2-0. İkinci yarı başlar başlamaz yine Nonda ve fonda Keita. Bu Keita tam bir kerata, sersem etti Bükreş’in kenarını, göbeğini her yerini.
Oyuna katılan Aydın gibi fidana, sallanan baltayı yeşilsever İsveç’li affetmedi çaldı penaltıyı. Elano ve 4-0. Tribünler çoştu, maç koptu da henüz 90 dakika bitmedi. Üstelik Dinamo’da stop etmedi. Çalışıyorlar! 4-1. Ben bu Franco’nun yavaş olduğunu düşünüyorum. Bilmem katılır mısınız?