Arama

Popüler aramalar

Beğendiniz mi?

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Taraftar kulübünün başarısı ve güzellikleri için yanında olur. Sıkıntısı, problem yaşaması, başarısız olması için değil. Maalesef, Cim Bomluyum diyenler, sezon başındaki Konyaspor maçından, son Fenerbahçe kupa mücadelesine kadar takıma zarar verme adına elinden ne geliyorsa örneklemiş, başarılı da olmuştur. Kupa üzüntüsü, bu olumsuz çabanın net görüntüsüdür. Galatasaray, sürklase ettiği Fenerbahçe’yi kupadan eleyemediyse bunun nedeni Fenerbahçe’nin direnci değil, kendi tribünlerinin frenidir. Son yılların en güzel ve görkemli 90 dakikalarından birini yaşayan ve yaşatan Sarı Kırmızılılar’ın bu değerlerinin farkına varamayanlar mükemmel futbolu frenlemiş, Galatasaray’ın turu geçmesini engellemiştir. Hiç kimse ne Gerets’e ne de futbolculara bakmasın, Fenerbahçeliler beceriliydi, haketti demesin, Galatasaraylıyım diyenlerin ayıbını doğru irdelesin. Bugün de Denizli’de hiçbir Galatasaray taraftarı olmayacak. Valilik, il sınırlarından tüm taraftarları geri gönderecek, stada yaklaşmalarına dahi müsaade etmeyecek. Kulübün, ‘Denizli stadında yer alacak taraftarlarla ilgili hiçbir sorumluluk kabul etmeyiz, herhangi bir bilet talebimiz de yoktur’ şeklindeki yazısına Denizlisporlular da, kendi açılarından en doğruyu yapmış ve il güvenlik kurulu toplantısı sonucu Sarı Kırmızılılar’ın bırakın stadyumu, il sınırlarına dahi sokulmaması kararını almıştır. Bu konuda hiç kimse ne Galatasaray, ne de Denizlispor yönetimine konuşmayacak, kendine bakacak. Siz yapmanız gereken doğruları değil, kulübün zararına organize ederseniz, her platformda enterne edilirsiniz. Galatasaray, yine zorlu bir 90 dakikanın eşiğinde... Bazıları soruyor, kazanırlar mı? Bana göre zor. Çünkü Gerets, Malatya, Sivas ve Trabzon deplasmanlarından farklı bir uygulama yapmayacak ve Galatasaray’ın kazanması ancak tesadüflere bağlanacak. Eğer futbolcular performanslarının üzerinde mücadele eder, Fenerbahçe karşılaşmasındaki gibi, ille de kazanalım derlerse, 3 puan... Ama aksi halde 1, hatta 0 puan. Bu konuda çok önemli dönemeçlerde doğru kararlar üretip doğru kadro yapısını kuramayanlar, bu işi yine beraberliğe bağlarlar ve başarı diye de tanımlarlar. Alıştık artık. Bugün bir önemli sınav da Galatasaray Lisesi’nde. Favori; Özhan Canaydın. 4 yıldır, başarısız diye tanımlanan ama dimdik ayakta duran başkan bugün tekrar güvenoyu alacak. Hiç kuşkum yok, ama canını sıkan bir meseleyi de paylaşmak isterim elbette. En zor günlerinde kendisiyle kafa kafaya verip, her türlü mücadeleye giren, Cengiz Özyalçın, Derya Taşdelenler, Fatih Gökçen, Refik Arkan ve Mehmet Helvacı da acaba yanında olacak mı, Başkan bu kamikazelerle yola devam edecek mi? Merak ediyorum! Etmezse şunu da açık açık belirtiyorum; Galatasaray’ın şu halinde, dahli olanlar bu insanlar olamazlar. Demek ki, Canaydın da çok şey öğrendim ve doğru tespit ettim, diyorsa da yanılmakta. Gerçek anlamda kulüp menfaatleri için uğraşanlarla yalan rüzgarları peşinde koşanları, ayıramazsanız, Özhan Canaydın gibi, dürüst bir adam olsanız dahi başarmazsınız. Zaman ahir zaman, Allah ‘bam’ diye çarpar. Yamulanlara bakın, ne demek istediğimi anlayın!