Ayak oyunu!
Haberin Devamı ›
Futbol bildiğiniz gibi ‘ayak oyunu’ da, sadece sporcuların uygulaması gereken bir ayak oyunu. Bu tür hünerleri yönetici düzeyinde sergilemeye yeltenirseniz olmaz. Hele hele Galatasaray gibi bir kurumun sorumluluğunu yüklenmişseniz, hiç olmaz. Oysa Sarı-Kırmızılı armada geçmişte kısmen, şimdilerde tamamen yaşadığı böylesi heves problemlerini maalesef üst üste sergiliyor.
Polat Üstünel’i pasifize etti, Şardan’ın önünü açtı, hatta ‘start’ verdi. Bu arada Mehmet Helvacı ‘Galatasaraylılar Derneği’ gözdesi. Bir başka platformda da Cemal Özgörkey kimliği. Ekipte gelişmelerden hiç mutlu olmayan isimler de var! Oysa yönetim içi ‘ayak oyunları’ yerine, Galatasaray’ı gereği gibi yönetim modeli esas kriter olsaydı, bu haller asla yaşanmazdı. Ama sanmam... Kulüp ‘başkan ve ekibi’ merkezli yönetim doğrusundan, bir kısım taraftar egemenliği eksenine doğru gitmiş çünkü. Gökmen Özdemir’in son satırlarında anladım bunu. Buyrun okuyun “Eğer başkan cesursa, açıkça ve alenen yesin Haldun Üstünel’i... O zaman görelim bakalım seçimi nasıl kazanmış, tribünler nasıl böyle bir başarısız tabloda sessiz kalmış, kendisi nasıl hâlâ o koltukta oturuyor? Polat taşeron kullanmadan gerçekten içinden ne geçiyorsa onu yapsın bir kez...” Hmmm!
Demek ki Polat taşeron kullanıyor ve mimari uygulamaları bir mühendis gerçekleştiriyor. Bu mühendisin tanımına da en fazla Üstünel uyuyor. Öyle ya! Polat cesurluk yaparsa, seçimi nasıl kazandığından, başarısızlığa rağmen tribünlerin sessiz kalmasına, hatta koltukta oturmasına kadar her şey gözden geçirilecek. Belki de başkan indirilecek! Bunca yanlış ve hüsrana karşın, taraftarın sessiz kalmasının nasıl sağladığını, merak eder dururdum. Sağ olasın Gökmen; işin iç yüzünü gün yüzüne çıkartmışsın.
Şu an Galatasaray Yönetimi’nde bir başkan ve de 3 başkan adayı var! Polat’ın orada duruş sebebini öğrenmemiz sonrası, Üstünel de adaylar arasındaki yerini alır belki. Anasının ak sütü gibi de hak eder aslında. Aksini iddia edebilecek var mı? Polat’ın ‘koltuk-u sebebi’ Üstünel...
Galatasaray yeni bir yapılanmaya gidiyor da, Polat’ın işaret ettiği yapılanmaya doğru değil, galiba başka tarafa!