Sen memnunsan

Haberin Devamı ›
Gazeteciler, Fenerbahçe’nin 1-0’lık Balıkesir zaferinden sonra Mahmut Uslu'ya, Fener’in gösterdiği performanstan memnun olup olmadığını sormuşlar. Cevabı, "Onu İsmail hocaya soracaksınız"
olmuş. Onlar da İsmail hocaya aynı soruyu yöneltmiş. Hoca da, "Takımdan da oyundan da memnunum" demiş.
Başkan ve yönetim de hoca ile aynı kanıda mı bilmem ama gidişat hiç de iyi değil. Bu köşede Fener’in şampiyonluğu için 'tünelin ucundaki ışık göründü' diye başlık atan ben de artık Fenerbahçe taraftarı kadar şaşkınlık yaşıyorum. Şu son maça bakın...
Meireles 'orta nasıl gol oldu' diye hayret etti. Emrullah da 'o top kale içine nasıl düştü?' diye şaşırdı. Ve tribünlerdeki seyircinin 'maç elden gidiyor' diye dövündüğü, televizyondan izleyen milyonların sinirden evdeki ekranı parçalayacak kadar kendinden geçtiği ve bir 'şans' golü sonrası kazanılan 3 puan için hocanın, "Az pozisyona girdik ama skora gittik" demesine gülünür mü yoksa ağlanır mı kararı sizler verin.
Evet, ikinci yarıda fikstür avantajı var ama iki de gerçek var. Şu anda lider koltuğunda oturan ve şaha kalkmış bir Beşiktaş ve de Hamza hocanın gelişi ile uyanan Galatasaray.
Bunu aklından çıkarma İsmail hoca. Bak nereden nereye... İkisi de Fener’in puan farkı ile gerisindeyken bugün üstte.
İsmail hoca bu işi kaldırır mı ?
Şu son günlerde tanıdığım tanımadığım insanlar hep aynı şeyi soruyor: İsmail hoca bu yükü kaldırır mı?
Ben iki maç kötü oynadı, bir maç yenildi diye teknik adam değişsin çığlıkları atanlardan değilim. Bu şekilde sorulara şimdilik gülüp geçiyorum. Ancak hocanın geçen yılın fırtına gibi esen müthiş golcüleri Kuyt, Emenike, Sow ve Webo'nun bu yıl performanslarının neden düştüğünü iyice bir araştırması gerektiğine inanıyorum. Ayrıca Alex'in yerini dolduracak adam olarak lanse edilen Diego'nun da takım arkadaşlarına neden hâlâ uyum sağlayamadığını anlamış değilim. İsmail hocam; Unutma, elindeki futbolcular Türkiye'nin en iyileri. Geçen yıl Ersun hoca ile başarıyı birlikte yakaladın.
Bu yıl takımın başında sen varsın. Teknik direktörlüğünü tartışanlara vereceğin en iyi cevap şampiyonluktur.
Fikret Orman, Seba’nın yolunda
Başkan Fikret Orman ve arkadaşları, yıllardır özlemi çekilen bir Beşiktaş yarattılar. Millet deplasman dezavantaj, iç saha avantaj nutukları atarken ve maç tahminleri yaparken Kartal her hafta başka bir sahada boy gösteriyor.
Genç başkan, bunun dışında kontrol mühendisi gibi hemen her gün yeni stadın inşaatının başında.
Arkadaşları ile birlikte yaptıkları transferler 'cuk' oturdu. Her şey bir yana başkan Fikret Orman’ın Konya dönüşünde bazı futbolcuların VİP salonundan uçağa binmek istediklerini görünce, "Beşiktaş halkın takımıdır. Siz de gidip herkes gibi normal yollardan uçağa binin" demesi mütevaziliği ile ün yapan efsane başkan Süleyman Seba’nın yolunda olduğunun göstergesidir.
Kendisi, şampiyonluk konusunda, "Henüz çok erken" diyor. Bilic, 3-0’lık muhteşem galibiyetin ardından, "Beraberlik de beni mutlu ederdi" diyor. Bu Beşiktaş başarılı olmaz da ne olur? Onu da siz söyleyin.
Hangisi Arsenal’de oynar?
Bugüne kadar her başarısızlıkta hocalar suçlandı. Son örnek Galatasaray. Mancini, Prandelli gibi şöhretli hocalar bando ile karşılandı, gönderirken arkalarından bir teneke çalınmadığı kaldı. Bu diğer kulüplerimiz için de geçerli. Kimse kızmasın darılmasın. Bırakın 4-3-3'ü, 4-4-2'yi... Gerçeklere bakalım. Galatasaray-Arsenal maçını yazan, çizen kim varsa soruyorum: Bu Galatasaray'da hangi futbolcu Arsenal'de ilk 11'^de oynar? Arsene Wenger hangisine şans verir?
Cevabı kendim vereyim. Melo dahil hiçbiri 22 yaş ortalaması olan bu kadroda top koşturamaz. Onun için suçun tamamını hocalara yüklemeyin. Bir takım Şampiyonlar Ligi'nde 19 gol yer, 4 gol atarsa ve 1 puanla grubunda sonuncu olursa yenilgilerde suçun büyüğü futbolculardadır.
Her kötü maçtan sonra, "Özür diliyoruz. Önümüzdeki maçlara bakacağız. Bu bize ders oldu" laflarından da bıktık.