MENÜ

Aykut hoca ve gerçekler...

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Fenerbahçe, Trabzon maçını tahminlerin aksine kolay aştı. Şampiyonluk yarışında elbette var. Ama, öyle bir hava esiyor ki, sanki bu galibiyetle her şey bitti. Oysa, bu başarı doğabilecek büyük krizleri önledi. İşte örnekleri;
-Sonuç Fener’in aleyhine olsaydı, Aykut ‘un kalmasi sıkıntı doğuracaktı. Fener kazanınca Aykut hocanın da sıkıntısı bitti. İlk kez saha kenarında ikinci golden sonra kahkaha attı. Sevinç gösterileri de cabasıydı. Temennimiz inşallah hep yüzü böyle güler.

-İlk yarıdaki başarısız sonuçlar taraftarın bir bölümünün sabrını taşırmıştı. Hatta ufaktan ufağa “Aykut istifa yönetim istifa” sesleri yükselmeye başlamıştı. Bu Fener seyircisinin tarzı değildi. Ama, kötü futbol, alınan sonuçlar onları da umutsuzluğa sevketmişti. İşte tam kırılma noktasındaki bu zafer her şeye sünger çekti.
-Papucun pahalı olduğunu anlayan futbolcular birbirlerine kenetlendiler. Bu olayda Aykut hocanın payı kadar yönetimin de katkısı olduğu herkesin bildiği bir gerçek.

-Başkan Aziz Yıldırım’ın “Ne sonuç olursa olsun, Aykut’un arkasındayız” şeklindeki konuşması ve Antalya maçından itibaren futbolcularla yaptığı birebir görüşmeler başta Aykut olmak üzere tüm futbolcular hatta hatta taraftarlar üzerinde çok büyük etki uyandırdı. Evet , zorlu yarış şimdi başladı... Şu anda bu yarışta büyüklerden Galatasaray saf dışı. Beşiktaş’ın mucizeler yaratması lazım. Bu büyük çekişme Trabzon, Fener, Bursa ve Kayseri arasında olacak. Hakemlerden şikayetler şimdiden başladı. Görünen o ki, bu lig çok zorluklara gebe. Temennimiz olaysız başladığı gibi olaysız bitmesi.

Böyle film görmedim
Başlık Abdullah Avcı’dan. Beşiktaş karşısında ikinci yarıda kaçırdıkları goller için bu cümleleri kullanmış ama, aslında geçtiğimiz haftanının başlığı bu olmalı.
Düşünebiliyormusunuz lider Trabzonspor 9 puan önde girdiği ikinci yarıda, iki maçta 5 puan kaybediyor. İlk yarıda istenileni veremediği için yerilen Fenerbahçe şaha kalkıyor. Aradaki açığı 4 puana indiriyor. Geçen yılın şampiyonu Bursa Galatasaray’ı yerle bir ediyor. Kayseri de “Sakın beni unutmayın” diye mesaj veriyor. Bunların hepsi iyi güzel. Aklımın almadığı tek konu ben dahil çoğunluğun “17’de 17 yapar” diye tahmin yürüttüğümüz Beşiktaş’ın, 5 maçtır galibiyet yüzü görmeyen Büyükşehir Belediye maçında çöküşü. Düşünebiliyormusunuz; Schuster, Almedia, Simao, Guti, Fernandes ve Qaresma için tam 49 milyon 900 bin euro harcanmış. Hocaları dahil bunların hepsi dünya çapında adamlar. Ufukta az da olsa şampiyonluk ışığı var. Schuster ne istediyse eksiksiz yerine getirilmiş. Sonuç: HÜSRAN...

O zaman bu işte bir arıza var demektir. Schuster Ümraniye’de yardımcıları ile harıl harıl Türkçe öğreniyormuş. Alfabeyi söktükten sonra ilk kurduğu cümle “Başkan bana futbolcu al” olmuş. Herhalde şaka yapmış. Çünkü Beşiktaş’da borç gırtlağı aştı. Hadi lig hesaplara göre uzak ihtimal. Ama, Ziraat Türkiye kupası giderse Avrupa da hayal olursa işler öyle karışır ki. Düşünmek bile istemiyorum. Devamlı Türk futbolunu eleştiren, bundan bir ay önce bazı takımların 1960’ların futbolunu oynadığını söyleyen Schuster, Belediyespor yenilgisinden sonra da bakın neler söylemiş: Maçın başından sonuna kadar çok açık ve pasif bir takımla mücedele ettik. Sadece savunma yaparak bizim hatalarımızı bekleyen takım vardı karşımızda...Yorumu sizlere bırakıyorum.



Doğru olanı yaptılar
Aziz Yıldırım ile Sadri Şener ayni tribünde ayrı ayrı oturmuşlar. Bana göre de doğru olanı yapmışlar. Dikkat ettiniz mi? Son Beşiktaş Trabzon kupa maçında Yıldırım Demirören ile Sadri Şener yan yana oturuyorlardı. Sadi Şener, yenilen iki golden sonra suratı beş karış, sadece maça bakıyordu. Yıldırım Demirören attıkları gollerden sonra bırakın alkışlamayı misafir başkana “ayıp olur” diye gülümseyemiyordu bile. Resmen tiyatro oynanıyordu. Maç seyretmiyorlar azap çekiyorlardı. Umarım Fenerbahçe Trabzon maçı bu işin miladı olur. Başkanlar ve yöneticiler sevinçlerini doya doya yaşarlar. Hafta içindeki konuşmalarından dolayı araları gergin olan Güneş ile Kocaman’ın sahada karşılaştıkları zaman ne yapacaklarını merak konusu idi. Herkes, Aykut Kocaman’ın misafir sayılan ve de kendisinden yaşça büyük olan Şenol Güneş’in yanına gidip “hoş geldin” demesi ve “iyi şans” dilemesini beklerken ki doğru olanı buydu-tam tersi oldu Şenol hoca Aykut’un elini sıktı. Ortalığı germek yerine aradaki buzlar eridi ya biz ona bakalım. Ama, bu olaydan kim artı puan aldı derseniz hiç şüphesiz Şenol Güneş deriz.

Adnan Polat’ın işi zor
Adnan Polat çok talihsiz bir adam. Herkesin gördüğü gibi Arena stadının açılış keyfini yaşayamadı. Takımı önce Rijkaard gibi dünya çapında bir şöhrete teslim etti. İşler ters gitti. Baktı ki olmuyor, Hollandalı ülkesine gönderildi. Eski futbolcuları Hagi’yi göreve davet etti. O da şu ana kadar yaptıkları ile ilerisi için hiç de umut vermiyor. Futbolcular üzerinde otorite kurduğu şüpheli. Takım kaptanı ve arkadaşları maçlarda hakemin her kararına itirazı adet haline getirdi. Kritik Bursaspor maçında kaptan Ayhan’ın haklı da olsa takımı 10 kişi bırakması disiplinsizliğin en büyük örneği. Romen hocanın Misimoviç konusunda direnmesi işin başka boyutu.

Olağanüstü kongre için işaret verildi. Galatasaray’da beş eski başkan Ali Tanrıyar, Ali Uras, Selahattin Beyazıt, Alp Yalman ve Mehmet Cansun’un dışında destek çıkan yok. Onların da oy potansiyeli belli. Muhalefet, mali yönden değil de idari yönden ibra etmeme eğiliminde. Kulüp çevrelerinden sızan haberlere göre şu ana kadar 1700 imza toplanmış. 1830 oy gerekli. Durum bu yüzden Polat ve ekibi için hiç de iç açıcı değil. Görevden aldığı, istifaya davet ettiği Adnan Helvacı, Doğan Yalçınkaya ve Vedat Eşkinat her toplantıda karşısında.. Onlara “gelmeyin” diyemez .. Çünkü seçimle yönetime girdiler. Helvacı’nın ikinci başkanlıktan alındıktan sonra “artık rahat konuşurum” diye gazetecilere açıklama yapması da rahatsızlığın ne boyutta olduğunu gözler önüne seriyor. Eğer Ziraat Türkiye kupası da giderse işte o zaman işler sarpa sarar..Galatasaray’da ne yönetim ne de Hagi kalır.

MIŞ/MUŞ
Tayfur Havutçu diğer takımlar da dahil herkes Beşiktaş’ı izlerken, zevk aldığını söylüyor demiş.. Ya “Belediye maçından da mı?” derlerse o zaman cevabın ne olur.

2

YORUM YAZ