Futbolun yeni biçimi

Televizyonun karşısında oturup Avrupa Şampiyonası’nın finallerini izlerken futbolun nasıl bir evrim geçirdiğini anlamaya çalışıyorum.
Haberin Devamı ›
İzlerken bizleri bile yoran yoğun pres altında oynanan futbolun bu yeni biçiminin başlangıcında hiç kuşku yok ki Rus futbol adamı Viktor Maslov var.
1950’lerin Macaristan’ına ve 1960’ların Brezilya’sına modern bir gözle bakıldığında aslında oyunun sırrının bu takımların olağanüstü tekniğinde değil, o oyunculardan topu almak için gereken presin yapılmadığı gerçeği ile ilintilidir. Bunu ilk gören Maslov’dur.
Sahanın her yerinde daha fazla oyuncu
Maslov etkili pres yapabilmek için iyi bir organizasyonla sahanın her yerinde daha fazla adamla var olunabileceğini görmüş ve bu fikrini basketboldan almıştır.
Düşünebiliyor musunuz, 1950’li yıllar, Macarlar top tekniği ile İngiltere’nin futboldaki imparatorluğunu bitirmiş ama bir adam ortaya çıkıp “ayağında top tutan, gereksiz yere çalım atan oyuncu benim işime yaramaz” diyor.
Çünkü onun amacı sahanın her yerinde fazla oyuncu bulundurarak futbolun yeni biçimine yani pres futboluna geçmektir. Bu amaç uğruna topla becerisi çok iyi ve muz ortanın mucidi sayılan öğrencisi Lobanovski’yi bile gözden çıkartarak kadro dışında bırakmıştı. Düşüncesini bir hamle daha ileri taşıyor: “Bana orta yapan kanat oyuncusu gerekli değil.”
Haberin Devamı ›
Orta yapan kanat oyuncusuna son!
Maslov 1950’li yıllarda orta yapan kanat oyuncu sorununu kökten çözdüğü halde biz bugün orta yapan kanat oyuncusu ve pivot santrfor arıyor, bireysel oyuncuların peşine koşuyoruz.
Bireysellikte dünyanın en iyi oyuncularından biri olan Mbappe’nin vuruşları yerini bulmayınca Avrupa Şampiyonası’nın bir numaralı favorisi Fransa çeyrek finale bile kalamadı. Futbol belli oyuncuların insafına bırakılamaz!
Pres futbolunun atası Viktor Maslov ve onun ardılları olan Rinus Michels, Valeriy Lobanovski ve Arrigo Sacchi’yi göz önüne aldığımızda Türkiye’de bu ustaların yolundan sadece üç teknik direktörün gittiğini biliyor musunuz?
Geçen Aralık ayında sonsuzluğa uğurladığımız Özkan Sümer, Serpil Hamdi Tüzün ve beni teknik adamlığa başlatan, kendisinden çok şey öğrendiğim Adnan Dinçer. Tüzün ve Dinçer’i de erken tedavülden kaldırdık.
Yüzlerce kuşağın davranışlarından doğal seçilim yoluyla baskılanarak evrimleşip bugüne gelen takım halinde pres futbolunun öncülerinin açtığı yolda futbolun yeni biçimi ilerlemektedir.
Bizim üzüntümüz ise Ulusal takımın başında ne yaptığını bile anlatamayan bir teknik direktöre sahip olmak ve futbolun yeni biçimine katkı yapacak devrimci bir teknik adamın ortaya çıkmamasıdır…