MENÜ

Brezilya futbolu…

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Southampton’da eğitimini tamamladıktan sonra elinde iki futbol topu ile Santos limanına inan Charles Miller’i, İskoçyalı bir demiryolu mühendisi olan babası John Miller karşılarken şaşkınlığını gizlemeden sorar: “Charles bunlar ne?” Oğlunun yanıtı ilginçtir: “Oğlun futbol eğitimini tamamladı. Mezuniyet diplomam”. 1894 yılında gerçekleşen bu diyalog aynı zamanda Brezilya’nın futbol ile tanıştığı yıldır. İyi bir sol ayağa sahip olan ve solaçık oynayan Charles Miller Brezilya futbolunun babası olarak bilinir. Aslında İngiliz oyunu olan ve bir İskoç tarafından Brezilya’ya götürülen futbolu dünyanın hiçbir ülkesi Brezilyalılar kadar sevmedi.

Kendi evinde oynayıp finalde Uruguay’a kaybedince 16 Temmuz 1950’yi ulusal felaket olarak gören Brezilyalıların adeta bilinçleri yaralanmış, maç sonunda üç kişi kalp krizi sonucu ölmüş bir kişi ise intihar etmişti. Brezilya Ulusal takımı 1958, 1962 ve 1970 Dünya Kupası’nı kazanıp, kupanın ebedi sahibi olmasına karşın 1950’nin üzüntüsü silinememiştir. 1950’deki üzüntü Brezilya edebiyatını bile değiştirmiş. Uruguay yenilgisiyle ilgili 2 kitap yazılmış, iki film yapılıp ve yüzlerce makale yazılmasına karşın üst üste kazanılan üç Dünya Kupası hakkında sadece bir kitap(Meksika 1970) yazılmış o da Brezilya da değil İngiltere’de, İngilizce olarak yayımlanmış.

Brezilya’da oynanan ilk futbol maçını sadece 12 seyirci izlemesine karşın zaman içerisinde futbol öylesine sevildi ki, “en iyi Meksikalıyı transfer edeceğinize en kötü Brezilyalı futbolcuyu alın” sözü Latin Amerika’nın atasözü haline geldi. 1999 yılında 650 Brezilyalı futbolcu, sadece dünyanın en tanınmış liglerine değil aralarında Ermenistan, Senegal, Çin ve Jameika’nın da bulunduğu pek çok ülke liglerine transfer oldu. 2000 yılında bu sayı hızla arttı. Brezilya Futbol Konfederasyonu’nun verilerine göre, beş bin Brezilyalı futbolcu içlerinde Lübnan, Vietnam, Avustralya ve Haiti’nin de bulunduğu, 66 ülkede top koşturmak üzere imza attı. Bu sayı Brezilya’nın dış ülkelerde görev yapan diplomatlarının sayısından dört kat fazladır.

Futbolcular nereye giderlerse gitsinler, ülkelerinin futbol mirasının tanıtımını yapan halka mal olmuş kişilerdir artık. Pek çok açıdan futbol diplomatik hizmetle aynı anlama geliyor. Futbolcular ekonomik göçmenler olmakla birlikte aynı zamanda kültür elçileridir de. Brezilya ırksal ve etnik köken olarak çok çeşitlilik gösteren bir ülke olmakla birlikte 350 bin Kızılderili’nin yaşadığı ve bugüne kadar bir düzine Kızılderili kabilesine de ulaşılamayan dünyanın beşinci büyük ülkesi. Kıta kültürünün çeşitliliğini kendine özgü futbolu ile harmanlayıp, futbolun tanıtımına en büyük hizmeti yapan Brezilya kendi evinde düzenlenen iki kupayı da kaybeden tek şampiyon…

YORUM YAZ