İstikrar, iyi birşey mi!
Haberin Devamı ›
Zorunlu haller dışında ilk 11’inde değişikliğe gitmedi teknik direktör Daum. İstikrar güzel şey de, tek başına başarıyı getirmiyor ne yazık ki. Başarı bir yana, başarısızlığın da bir numaralı faktörü olabiliyor bazen. Kanarya’nın Milan karşısına çıkan 11’ini gözünüzün önüne getirin bir. Servet 29 hafta sonra sahada. Klasik bir solbek olmamasına karşın, aylardır bu mevkiide görmeye alıştığımız Ümit Özat ön libero. Onun yerinde Deniz oynuyor aylar sonra. Ardından Selçuk sakatlanınca, Kemal dahil oluyor oyuna. Oynamaya oynamaya pas tutmaya başlamış Kemal. Anelka, pek de sevmediği yerde, tek başına forvette.Sonuç? Bırakın 4-0’lık mağlubiyeti bir yana. Asıl önemli olan, Fenerbahçe’nin - belki değil kesin - sezonun en kötü maçını oynaması.Şu savunma yapılabilir; “Alex sakat, Aurelio, Luciano cezalıydı. Hoca ne yapsın?” Boşuna demiyoruz, “İstikrar bazen başarısızlığın nedeni olabilir” diye. Cezalı oldukları için Milan’a karşı forma giyemeyecek olanların yerine kimleri oynatmayı düşünüyorsanız, Schalke maçının hemen ardından onları takıma monte etmeniz gerekmez mi. Ne gezer. Vestel maçında ikisi de sahada ve bilinen istikrarlı kadroda hiçbir değişiklik yok. Galiba, Vestel Manisa maçı, Milan sınavından daha önemli birileri için.Antrenman kondisyonuyla, maç kondisyonunun aynı şeyler olmadığını futbolla biraz ilgilenenler dahi bilirken, bir teknik direktörün bunun farkında olmaması düşünülebilir mi. Asla. O zaman!Konu “İstikrar” olunca, insanın aklına ister istemez Başkan Aziz Yıldırım geliyor. İlk yıllarında o teknik direktörü gönderen, bu teknik direktörü alan, her sene birçok futbolcu transfer eden bir başkan görüntüsü çiziyordu Sayın Yıldırım. Baktı ki, başarı böyle gelmiyor istikrara yöneldi. Doğruyu da yaptı. Christoph Daum, teknik direktör olarak 3. yılını yaşıyor. Arada zorunlu olarak gidenler ve kadroya dahil edilen dünya çapındaki yıldızlar dışında kadroda da istikrar var. Ama ‘ne olursa olsun istikrar’ düşüncesi yetmiyor ne yazık ki, bazı şeyler için.Başkan Aziz Yıldırım’ın, “İstikrar için Daum’la devam” demesine kimsenin bir itirazı olamazdı. Ancak hemen ardından “Avrupa’da onunla başarı” sözleri gelince, bazılarının bir diyeceği olacaktı ve oldu da. Özellikle kulübün 100. kuruluş yılı olan 2007’de Avrupa’da büyük başarı hedefliyorsanız, bu ikisi birbirine denk düşmüyordu. Tamam, Daum iyi hoca olabilir ama, büyük hedeflere sadece “İyi” hocayla gidemezsiniz. Özellikle ‘küçük’ düşünen ve bunu “Gerçekçiyim” sözünün ardına gizlemeye çalışan biriyle.İstikrara “Evet” ama her zaman değil.