Herkes biraz Emre olunca
Hiç alışık olmadığımız bir görüntüydü... Kaleci Volkan hariç (bulunduğu mevki gereği böyle birşey yapması mümkün değil zaten) tüm futbolcular savaşıyordu Fenerbahçe’de. Müthiş istekliydi hepsi, hırslıydı. Düne kadar deyim yerindeyse ikili mücadelelerde ‘kız’ gibi davranan futbolcular gitmiş; topu kazanmak için sonuna kadar savaşan, ‘sert’ giren, ‘faul’ düdüğü beklemek yerine mücadeleyi sürdüren, tekmeye kafa uzatan futbolcular gelmişti.
Haberin Devamı ›
Ama asıl şaşırtıcı görüntü bu değildi bana göre. Neydi yıllardır Fenerbahçe’nin özelliği; Hakem ne karar verirse versin (bir-iki kişi hariç) itiraz etmeyen, sert bir faule maruz kalsa bile rakibine ters bakmayan, ağzını açıp sitemde bulunmayan, kaderine razı futbolcular topluluğu... Bu da doğal olarak ‘uyuşuklar’ veya ‘uysallar’ topluluğu görüntüsü yaratıyordu sahada. İşte bunu sevmiyordu taraftar. Örneğin sert bir faule maruz kaldığında oyuncusu, kendisini onun yerine koyup söylemediğini bırakmıyordu rakibe. Bir rakip oyuncu horozlandığında, futbolcusu karşılık vermeyince içi içini yiyor; “ulan, şimdi ben olacaktım sahada görürdün sen” diye hayıflanıyordu.
Haberin Devamı ›
İşte buydu Sivas maçında asıl şaşırtıcı olan; Neredeyse her kararında hakemin yanında bitip topluca itiraz eden, rakiple ağız dalaşına giren, itişen-kakışan hatta devre arasında işi kavgaya kadar götüren futbolcular...
İşte buydu Fenerbahçeli futbolcuları sonuna kadar oyunda tutan; motivasyonu sağlayan; direnç veren...
İşte buydu taraftarın inanılmaz coşkulu olmasını sağlayan. Futbolcuların sinerjisi tribünlere yayılmış, oradan tekrar kendilerine dönmüştü. Futbolcuyla taraftar bu kez gerçekten bir bütün olmuştu.
Ligin ikinci yarısına iyi başlayan Emre Belözoğlu’nun ilk kez Sivasspor maçında bu kadar beğenilmesinin nedeni de buydu. Önceki maçlarda da her yere koşuyor, rakibe çift dalıyor, itişiyor-kakışıyor, mücadele ediyordu Emre. Ama yalnız kaldığı için yaptıkları önem kazanmıyordu. Bu kez arkadaşları kendisine ayak uydurunca, onun değeri de ortaya çıktı.
Takım arkadaşlarının genel yapısına uysa, ne Emre birşey kazanırdı ne de Fenerbahçe. Ama arkadaşları Emre’ye uyunca Fenerbahçe kazandı. Artık karar onların; Ya her maçta Emre gibi olacak ve alkışlanacaklar, ya da!..