Galatasaraylılar kimi alkışladı!
Haberin Devamı ›
Garipsenmesi ve üzerinde durulması gereken; bir gün sonra Galatasaray taraftarlarının Ulusoy lehine tezahüratta bulunması olmalıydı asıl. Neydi bu destek ve sevgi gösterisinin altında yatan? Bazı şeylerin gecikmeli de olsa itirafı mı? Hani şu Fenerbahçeliler’in yakındığı bazı şeylerin... Veya bir teşekkür ve aynı tutumun sürdürülmesi konusundaki dayanılmaz istek mi? Hani bazılarının açıkça, bazılarının gizliden gizliye dile getirdiği, “Bu Fenerbahçe durdurulmalı” tezinin gereklerini en iyi Sayın Ulusoy’un yerine getireceğini mi düşünüyorlardı?Ama benim asıl üzerinde durmak istediğim başka bir şey. Yıllardır hep birbirleriyle yaptıkları savaşlarla gündemi meşgul ettiler belki ama ben, Aziz Yıldırım ile Haluk Ulusoy’u birbirlerine çok benzetiyorum. İkisi de ben merkezci. İkisi de kurumları adına bir şeyler yapmak için çabalıyor. İkisi de otoriter. İkisi de yaptığını anlatmayı ve gurur duymayı seviyor. İkisi de kafasına bir şey taktı mı, karşısındaki engeli hiç önemsemeden burnunun doğrultusunda gitmeye bayılıyor. İkisi de tuttuğunu koparan cinsten. İkisinden de toplumun yarısı nefret ediyor, yarısı hayranlık duyuyor. Kızanların büyük çoğunluğu, dışa vurmasa da gizliden gizliye hayranlık besliyor onlara karşı.Ve bence, Galatasaray taraftarının Sayın Haluk Ulusoy’a duyduğu sevginin ve hayranlığın altında bu yatıyor. Sözde kızdıkları ama özünde gizliden gizliye hayranlık duydukları, onun gibi birinin kendi takımlarının başında olmasını düşledikleri Aziz Yıldırım’a duydukları nefret gibi. Kendi kulüplerinin başkanı olsa tapacakları ama ezeli rakiplerinin başkanı olduğu için ölesiye nefret ettikleri Aziz Yıldırım’la baş edebilecek tek kişinin Ulusoy olduğunu düşünüyorlar çünkü.Özhan Canaydın’la övünemedikleri için Haluk Ulusoy’la dindiriyorlar bu özlemlerini. Ve aslında Ulusoy’u alkışlarken, Aziz Yıldırım’a gönderiyorlar alkışlarını.