MENÜ

Volkan tuttu Baroni attı

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Ersun Yanal’ın kadro seçiminin anlattığı bir şey var. Savunma kanatlarında oynayan Topuz ve Kadlec de dahil olmak üzere hiçbir çizgi oyuncusu sahada yoktu. Bu merkez öncelikli bir takımdı. Ersun Yanal planını orta alanın merkezini kullanan 4-1-4-1 üzerine yapmıştı. Bu tip bir oyunda temel faktör, orta 4’lünün işleyişidir. Mutlak topa sahip olmaları gerekir ve top çevirme hızıyla, pasla rakip alana yerleşerek pozisyon bulunur. Ancak Emre ve Alper topa sahip olup onu sakin kullanmak konusunda eksik kaldılar.

Meireles ayakta kaldı

Topal’ın görevi savunmayı tamamlamaktı, işini yaptı. Kuyt ise teknik yetersizlikten arkadaşlarına yardım edemedi. Bu görevde ayakta kalabilen tek isim Meireles’ti. Webo ve Alper’le zaman zaman pas bağlantılarına girmeye çalıştı. Ancak Salzburg’un yoğun baskısı, onu da zorladı. Bu tip bir oyunda ortaya çıkan Fenerbahçe’nin ilk şutu da 54. dakikada bulabilmesi oldu, o da 25 metreden. Topa sahip olamadıkça Salzburg’un presi arttı, ceza sahası çevresine yerleştiler ve Alan’la golü bulana kadar Sarı-Lacivertliler’i bunalttılar. Bu bölümün kahramanı tartışmasız Volkan’dı. Skora direkt müdahale ettiği 4 pozisyonun en önemlisi 46’da uzayarak çıkardığı inanılmaz toptu. Açık söylemek gerekirse Sow oyuna girip, Fenerbahçe golü yiyene kadar geçen senenin çok uzağında bir oyun oynadılar. Kritik değişiklik, kariyerinin en kötü oyunlarından birini oynayan Emre’nin oyundan çıkıp, Baroni’nin girişi oldu.

Salzburg geri çekilince....

Salzburg’un skor avantajıyla geri çekilmesiyle Fenerbahçe orta sahada pas yapmaya başladı. Kadlec biraz oyuna girdi ve Sow şut denemeye başladı. Fenerbahçe kalabalık bir şekilde ceza sahası içerisine yığıldı. Salzburg’un kontrataklarının bekledikleri etkiyi yapmaması, Fenerbahçe’nin topa sahip olabilmesindendi. Bu bölümde Sow ve Webo ile erken bir sayı da bulunabilirdi. Ancak turu dengeye getiren sayı bu tip dramaların başrol oyuncusu Baroni’den geldi. O penaltının başına gidebilmek, geçen seneki hikayeler göz önüne alındığında kolay değil, büyük bir cesaret ister.

Yaş ortalaması yüksek oyun değil

Fenerbahçe’nin sahaya çıkan ilk 11’inde 7 oyuncu 30 yaş ve üzerinde.Bu yaş ortalaması için fazla ham, olgunluktan uzak bir oyun vardı. Halbuki bu tip bir yaş ortalamasından tecrübe, sakinlik, topa sahip olma, topu koşturma beklenir. Bu şimdilik yoktu.

Gökhan’ın yokluğu

Gökhan Gönül sadece Fenerbahçe’nin sağ beki değil, orta saha organizatörlerinin de başında geliyor. Geçen sene Avrupa’daki önemli başarının mimarlarından biri oydu. Hem defans hattının organizasyonu onun görevlerinden biriydi hem orta sahanın aklı olabiliyordu hem de hücumun yıpratıcı bir parçasıydı. Onun kanadını kontrol eden rakip hücum ve savunmalar, Benfica dışında asla oyunlarını tam olarak sergileyemediler. Gökhan olmayınca Fenerbahçe sadece savunmadan kaybetmiyor, çok eksiliyor.

Fenerbahçe’nin en sevmediği oyun

Sarı-Lacivertliler geçen yıl Avrupa yolculuğunda ikinci Benfica maçına kadar hiçbir rakibinden kendi savunmasına baskı yemedi. Rakipler hep kontrollü, Fenerbahçe hücum hattını ciddiye alan orayı merkez kabul eden oyunlar oynadılar. Fenerbahçe savunması da kolaylıkla top çıkarabildi. Salzburg ise PSV maçından çektiği kopyayla Fenerbahçe’ye erken pres yaptı. Sarı-Lacivertliler geçen sene ligde oynadığı bu tip maçlarda hep zorluk çekmişlerdi. Dün de golü yiyene kadar organizasyonları hep eksik kaldı.

YORUM YAZ