Tuzağa Terim düşmüş

Haberin Devamı ›
-Rüya Takım söylemleri bize zarar veriyor. Bu tuzağa düşmememiz lazım.
Maçı izleyin. Salim kafayla...
Gördüğüm şu: Eğer birisi tuzağa düşmüşse bu Selçuk İnan değil. Yine olağanüstü oynadı. Eboue de değil ya da Umut Bulut hiç değil. Ortada Ujfa’nın klasik oyundan kaçışları ve basit hatalar dışında temel bir kendini büyük görme hali yok.
Ancak illa bir büyük görme ve aşırı rahatlık bulmaya niyetliysek adres başka. Bu pohpohlama birisini olumsuz etkilemişse hazır olmadığı çok net gözüken Melo’yu, nefesi fazla gitmeyen Hamit’i sahaya süren Terim ve ekibinin günahı daha fazla. Bu iki oyuncunun orta vadede takımın temelini oluşturması çok muhtemel ama 30’uncu dakikadan sonraki dağılmanın temeli de bu oyuncular değil mi?
Bu oyuncuların tam hazır olmadıkları halde sahada oluşları da teknik heyetin “Bu halleriyle de yeterler” özgüveninden kaynaklanmıyor mu?
Galatasaray daha önce performansa dönüştürdüğü potansiyelinin yüzde 40’larında bir oyun oynayabildi pazar akşamı. Ulaşacağı seviye çok daha yukarıda.
Beşiktaş ise kısa vadede bunun en fazla yüzde 10-15 üzerine çıkabilir gibi duruyor.
Dolayısıyla illa arayacaksak, pazar günü kendisini çok rahat hissedenler sanki sahadakiler değil, kulübedekilerdi.
Beşiktaş şampiyon olabilir
Beşiktaş için “3 yıl 5 yıl beklemeli” önermesi doğru değil. Çünkü Türkiye başka bir ülke artık. Son 5-6 yılda neredeyse Sivasspor hep tepede kaldı. Bursaspor şampiyon oldu. Bu kadrolara bakarsanız olağanüstü kalite veya virtüözler görmezsiniz. Görebileceğiniz görece iyi organize olmuş ekiplerdir.
Türkiye standardındaki ülkelerde durum budur.
Para ve büyük yıldızlar riskleri azaltmak ve heyecan yaratmak için alınır.
Türkiye’ye alabileceğiniz en büyük yıldız da, İngiletere ve İspanya’da piyasası kalmamış oyuncular olduğuna göre sorun yoktur.
Dolayısıyla Beşilktaş için sorun ne derece iyi organize olabildikleridir.
Misal:
-Beşiktaş iyi bir kaleci antrenörüne sahip mi? Çünkü son yıllarda herkes kaleci parlatırken onlar sürekli genç/yaşlı değerleri hacamat ediyor.
-Beşiktaş uluslararası standart olan her iki yılda bir 1 altyapı oyuncusunu ilk 11’ine yerleştirebilecek, 2 oyuncuyu aday yapabilecek bir organizasyon kurabilir mi?
-Beşiktaş yeniden Anadolu’da sivrilen genç yetenekler için en huzurlu yuva imajına (kolej takımı) ulaşabilir mi?
Ve daha bir çok ayrıntı.
Ertuğrul Sağlam’ın kovulmaktan beter olup hemen ardından Bursa’yla şampiyon olmasının anlattığı basittir.
Zor olan bunu anlamak ve uygulamayı buna göre şekillendirmektir.
Türkiye’de şampiyon olmak için olağanüstü yeteneklere ihtiyaç yok.
Akla ihtiyaç var.
(24 Temmuz’da fikrim buydu ve yazmıştım. Değişmiş değil.)
FEDA hakkında
Köküne dönüş için mükemmel bir hamleydi ‘FEDA’... Maddi anlamda ne kadar etkili oldu bilmiyorum ama manevi olarak getirdiği dahi yeter.
Bazen bir kelime her şeyi anlatır. Ne olduğunuzu nereden geldiğinizi. Ama işlevini görmüştür. Görevini tamamlamıştır. Kelimeler, hatıralar yerinde ve zamanında kullanıldığında manalıdır. ‘FEDA’ uzun vadede yarardan çok zarar getirir. FEDA bir hamle olabilir bir politika değil.
Stada mutluluk ve umutla gitme vakti...
Kelimeler uzun vadede, yerinde kullanılmadığında tarihsel anlamını dahi kaybeder, sadece taşıdığı, yaşattığı enerjiyle var olur.
Ve FEDA insanların gözlerini yaşartan bir kelimedir, gözlerinin içini güldüren değil. Beşiktaşlılar’ı artık keyifle maça gitme, oyundan zevk alma, espri yeteneklerini konuşturma vaktidir. FEDA tarihin duygulu ve hoş bir anısıdır. Anılmış hatırlanmıştır.
Ama bunun üzerine gelecek kurulmaz. Artık daha olumlu bir ruh haline dönme vaktidir.
Burak linci önlemeli
Burak ve Galatasaray yönetimi bu linci durdurmalı. Ne derseniz deyin Burak önemlidir. Muhtemelen önleyemediği, içine işlemiş bir refleksle herkesi kandırmaya çalıştı. Ve başarılı olurken çok başarısız oldu.
Ya da düşük ihtimal hiçbirimizin göremediği bir başka gerçek var.
Bilmiyorum. Burak bunu da planlayıp bu kadar kötü uyguladıysa sorun daha da büyük. Ama ne olursa olsun bu ateşi ancak Burak ve Galatasaray Yönetimi söndürür. Çünkü yüzde 100 hatalıysa bile Burak fazlasını hak ediyor. Eğer gerçekten böyle kandırdıysa hakemi Beşiktaş’tan çok kendisine zarar vermiş oldu.
Burak ‘hırsız’ olarak anılmayı hak etmiyor. Bir özür ya da bir açıklama borçlu. Önce kendisine...
Alex delirmiş olabilir mi?
Alex’in egosu yüksek olmasın da kimin olsun? Bu istatistiklerle, bu sevgiyle, bu devamlılıkla hanginiz egonuzu şişirmezsiniz. Alex, Fenerbahçe’nin değil artık neredeyse Süper Lig’in simgesidir. Bakın Lig TV reklamlarına...
Dolayısıyla Alex’in sorun çıkarmasında, yedek kalmasını sorun etmesinde anlaşılamayacak bir şey yok.
Çok ama çok normal...
Ancak benim anlamadığım Alex’in tweetleri ve Brezilya basınında çıkan haberlerle ortaya çıkan bir iddia.
“Kocaman, Alex’i onun gol rekorunu kırmaması için yedekte bırakıyor. Sebep bu kıskançlık” deniyor ya...
İşte bu...
Eğer bu doğruysa, Alex buna gerçekten inanıyorsa, işte o zaman durum vahim ve çözüm basit.
Alex eğer gerçekten böyle düşünüyorsa egosu muhakeme yeteneğini sıfırlamış demektir.
Eğer Kocaman aklını bu kadar kaçırmışsa Alex’in hemen toparlanıp gitmesi gerekmez mi? Kim patronu böyle aklını kaçırmışken onunla çalışmak ister.
Kocaman bu kadar delirmiş olmayacağına göre işte o zaman önce heykelini dikip sonra da muayeneye yollamak gerekir Alex’i.
Yüksek ego normal ama bu kadar da aklını perdeliyor olamaz.