Arama

Popüler aramalar

Tur Şansı %25

Haberin Devamı

Real Madrid’in Şampiyonlar Ligi’nde bu seviyede karşılaşabileceğiniz diğer tüm ekiplerden farklı tarafı, tek bir planla oynamayışı. Savunma yapıp hızla rakip alana geçmeyi çok iyi biliyorlar. Alan boşaltmada belki de tek rakipleri Barcelona. Rakip alana yerleşip hücum alanını genişletmeyi de çok iyi biliyorlar. Yani baskı yapmayı hedefliyorlarsa çıkar yolları fazlasıyla var. Di Maria’yı bir kanada Ronaldo’yu bir kanada atıp, Marcelo ve Arbelao’yı çizgiye çekip hücum alanını saha genişliği seviyesinde açıyorlar. Bildiğiniz gibi Alonso ve tercih edilen bir stoper dışında diğer tüm oyuncuları da hücumun parçası yapıyorlar. Kaleniz savunulması zor bir yer oluyor. Geniş alanda top yapabilen ve Khedira dahil herkesi ceza sahasına sokan bir oyun bu...

Sorun dengede


Nispeten, kendi standartlarında sorun yaşadıkları oyun ise ‘denge’... Hem Mourinho’nun oyun mantalitesi hem de kadro (*) özellikleri gereği, baştaki oyun stratejileri seviyesine denge oyununda çıkamayışları onları bu sene Dortmund ve Manchester maçlarında çok zorladı. Ligde kaybettikleri hemen bütün maçlar da bu oyunlarda ustalaşmış rakiplere karşı oldu. (*) Mourinho savunmanın önünde kullandığı oyuncular konusunda istediği formülü yakalayamadığını düşünüyorum. Khedira ve Alonso’nun biraz daha ayaklarına hakim olmalarını tercih edebilirdi. Nuri, Modriç arayışlarını da böyle algılayabiliriz.

Dortmund metodu


Dortmund maçları önemli. Avrupa’da direkt futbol konusunda en yenilikçi ekip oldukları konusunda herhalde kimsenin şüphesi yok Almanlar’ın. Mou onları bir denge oyunuyla yavaşlatmayı düşünmüş gibiydi iki maçta da. Olmadı. Cıva gibi kayıp gitti ellerinden Klopp’un öğrencileri. Manchester United maçında ise rakibin pas ve alan paylaşımı mükemmelliği onları zorladı. Tercihleri Madrid’teki ilk 30 dakika dışında yine dengeydi. Mourinho, karşısında çok iyi savunma yapan ya da hücum yönü çok gelişmiş rakipler karşısında kendisini daha iyi hisseden ve çözüm üretebilen bir stretejist. Dortmund maçları dışında evvelki sene Barça’ya kaybettiği oyunlar dışında durum hep aynı oldu. Bu iki rakip karşısında aldıkları can sıkıcı mağlubiyetlerin de benzer özellikleri var.

Pas duraklarını artır

Dortmund ve iki yıl önce Barça karşısında Real Madrid’in zaman zaman denge, zaman zaman da önde baskıyla kurmaya çalıştıkları oyuna bakmak gerek. Rakipleri bu oyun karşısında Galatasaray’ın yapabileceği bir yolla cevap vererek istediğini alabildi. Orta saha ve savunmada soğukkanlı top yaparak. Oyunu belirgin bir pas kaynağından kurmak yerine pas duraklarını artırarak. Yani konu Galatasaray’sa oyun kurulumunun sadece Selçuk’a bırakılması hayatı çok zorlaştırabilir. Açalım...

4-1-3-2’de revizyon gerekir


Terim şu anda kullanadığı dizilişi, bizim gördüğümüzden farklı yazıyor tahtaya... Sneijder-Drogba tranfserlerinden sonra çıkış yolunun 4-3-1-2 olacağını bu köşede okudunuz. Şu anda da öyle oynadıklarını düşünüyor olabilirsiniz benim gibi. Ancak Terim bu oyunun 4-1-3-2 olduğunu söylüyor. Diziliş olarak çok farklı olmasa da anlattığı strateji anlamında bu önemli. Bu, “Oyunu ileride kuruyorum. Biz orada oynuyoruz, bunu istiyoruz” demek. Real maçında böyle oynanabilir mi? Doğru olur mu?

Terim aynı oyuncularla oynar mı?

Bu tercihi bilmek mümkün değil. Ama diziliş, sistem ve strateji farklı olacaktır. Galatasaray savunma yapmayacak. Önde de basmayacak muhtemelen. Amaç orta sahada pas duraklarınının sayısını artırmak olacaktır. Selçuk’u yalnızlıktan kurtaran bir denge oyunu oynamak. Topa sahip olmak. Sneijder’in Hamit’in, Melo’nun, Eboue’nin, Hakan ya da Riera’nın oyun kurulumuna ortak olması Real baskısından kurtulmanın yegane yoludur. Gerçek bu: Önde basmaya çalışırsanız anında kalenize inecek bir planları var. Kapanırsanız Schalke maçının ikinci yarısından feci olur durum. Ama orta çizginin hemen gerisinde 6’lı bir pas durağı sistemi kurarsanız baskıdan kurtulursunuz. Sonrasında Dortmund’un yaptığını yani 4’lü baskınları yapıp yapamayacağınıza bakarsınız. Elinizde Burak ve Drogba varsa, seçenekleriniz vardır. Bu, bugüne kadar Galatasaray’ın yaptığı bir şey değil.

Ama ihtiyaç da duymadı. Bunu çarşamba günü yaparsa kim bilir ne olur. Galatasaray’ın şansı %25... Bu az değildir... Çeyrek final zaten Türkiye standardı için final sayılır. Ve burada ihtimal olması da başlı başına bir şeydir.

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü