Sorun yok
Haberin Devamı ›
Kırmızı kart sonrası önden bir kişi eksilince Emre daha çok öne çıktı. Çünkü en iyilerden Mehmet Topal savunma önündeki süpürücü işini mükemmel yapıyor, Emre’ye geride pek iş kalmıyordu.
Emre’nin hücum sürekliliğiyle, Arda’nın rahat ettiği kanatlara gidişinden doğan santrfor arkası boşluğunu doldurabildik. Yani Selçuk İnan’ı daha az aradık.
Doğrusu Emre’nin belki de İtalya’ya gittiğinden buyana bu kadar sürekli şekilde ileride oynadığı bir maç hatırlamıyorum. Zaten bizi rahatlatan bu oldu.
Buna yol açan Emre’nin fit durumunun yanısıra hakemin kırmızı kart kararı. Belki de kararları... Ömer’e penaltı eşliğinde kolayca çıkarabileceği ve Jaager’e kolayca çıkardığı. Şükürler olsun ki...
Böylece eksiklere rağmen rakip sahaya yerleşebildik.
2-0’dan sonra hele de Selçuk’un oyuna girmesiyle doğan psikolojik rahatlıkla iş şova döndü.
Detaya girersek.
-Hakem şansı önemli.
-Burak telaşlı. Buna gerek yok. Kredisi hala yüksek.
-Gökhan erken yorulmasının üzerinde durmalı. Sakatlık onu zorlasa da yeni bir çalışma programıyla yüksek potansiyelini yakalamalı.
-Hasan Ali’nin sıklıkla ve başarıyla yaptığı dalışları psikolojik eşiği geçtiğini gösteriyor. Gol pası çok şıktı, fakat yüksek orta şiddeti yetersiz. Ya bacağı kuvvetlenecek ya tekniği değiştirecek.
-Selçuk gole rağmen moralsiz. Sebebinde haklı, ama hali kendisine zararlı. Yapma!
-Arda ve Emre’nin fit hallerine bir bakın. Arda’nın oyununu nasıl geliştirdiğine de. Biz niye bunu burada yapamıyoruz? Almanya’dan al, İspanya’ya yolla. Bu mudur yani?
-Ve nihayet iyi bir milli takım seyircisi diyecektim ki, Burak’a ıslık geldi. Yapmayın gençler. Etmeyin...










