Arama

Popüler aramalar

Sivas daha iyi

Fernandes’in çevre kontrolü yapmayışı. Uğur’a bırakmayışı. Hilbert’in Atıf’ı erken bir faulle durdurmayışı. MacGregor’un ayakta ve bacakları açık yakalanıp büyüyemeyişi. Gol hatalarla olur ama bu kadar üstüste hata da kolay kolay olmaz. Aatif’ın olağanüstü ısrar ve becerisini unutmadan Beşiktaş golü davet etti demek mümkün. Oyuncu kalitesine girmeden yapı ve strateji açısında birbirlerine çok benzeyen bu iki takım arasındaki fark da bu hatadan oluştu. Beşiktaş’ın geleceği orta sahadaki direnciyle, hücum üçlüsünün hareketliliği ile ilgili. Dün bu kapsamda işini yapabilen tek oyuncu Necip’ti. Hem dirençli, hem hareketli hem de pas/dripling seçim ve kalitesinde kendisini aşan bir oyun oynadı. Ancak başta Holosko ve Veli olmak üzere geri kalanlar için aynı şey söylemek mümkün değil. Sivok sahada olmayınca duran top yüzdesi de düştü ve silahlarını kullanamaz oldular.

Golü yedikten ve Erman (neden büyükler onu görmezden gelir?) oyundan çıktıktan sonra daha kalabalık ve hareketli yerleşmeyi başarılarsa da Sivas savunmada minimum hatayla kalabildi. Onlar ne kadar iyi yerleşmeye çalışsa da bu tip bir rakibe karşı geniş alanda yaratıcı bir hücum yaratma olasılıkları yok gibi. İçeriye şişirip iki uzunla doğaçlama şans arıyorlar. Bu kadro kalitesinden çok yerleşik savunmaya hücum edecek hücum şablonlarına sahip olmamalarıyla alakalı. Savunurken planları var. Ama hücum tamamen Fernandes’e bırakılmış. Böyle çok zor...

Kabul edelim. Sivas Erman ve Aatif’le sahadayken daha iyi bir takımdı...

Ne FEDAsı, Zafer!
Beşiktaş şu ‘feda’ işini artık bitirmeli. Hatta silmeli... Güzel, hoş hareketlendirici bir hamleydi. Ama bitti.

Devam ettirmek yıpratır. Çünkü sürekli duygusallık arbesktir. Kolej takımı kavramına arabesk yakışmaz.

Arabesk başarıların ruhunu emer. İnsanların da enerjisini. Sporda yeri yoktur. Spor enerji işidir. Umut işidir. Hayal etme işidir.

Haberin Devamı

Bu ruh hali basketboldaki olağanüstü başarıyı yok sayıyor, görmüyor. Siliyor. Sporda bu yoktur. Var olduğun 4 kulvarın 4’ünü de zirvede bitirmenin anlamını pazarlamak gerekir, FEDA’yı değil.

Bu işi nasıl başardığını anlatmak, o ruhu kulübe yaymak da... Beşiktaş bunu yapamıyor. Kendi elindeki bu başarı modeline ikna olamıyor neredeyse.

Geçin FEDA’yı... Coşun...

Malum ilanımız


15 yıl önce gazeteler ölüyor gelecek televizyonda diyordu fütüristler. 10 yıl önce gelecek internette... 5 yıl önce gelecek blog’larda... Şimdiyse gelecek twitter’da.!

Yarın ne olacağını bilmemek, öbür gün için ne düşüneceğimiz, büyük bir bilmece. 20 yıl önce otomobillerin uçacağını hayal ediyorlardı. Bugün anlaşıldı ki bu değil gelecek. Uçmak değil. Daha da yerleşik olmak.
Neredeyse koltuğa yapışık olmak hem de. Sadece beyni uçurmak. Mevzu sadece algı ve onu yönetmek...
İnsanoğlu icat ettiği araçların değişim ve gelişim hızına değil ayak akıl uyduramıyor.

Bu yüzden geleceği tahmin ediyorum diyen yalancıdır Gelecek bile kendisini bilmiyor... Tarihin bu korkutucu ama bir o kadar da heyecanlı döneminde, bu değişim içinde, geleneksel medyanın, yani bizim bir şeyler yapmak için dayanışmaya geçmemiz normal, anlaşılabilir. Ama evrimi tersine çevirmek mümkün değil. Dün yayınlanan ortak ilana hak veriyorum. Ancak aynı zamanda biliyorum ki, bize şekil veren teknolojidir. Bu tsunamiye karşı koymak olanaksızdır. Muhtemelen kimsenin değiştiremeyeceği geleceği değiştirmek mümkün değildir.

Yapılması gereken sağlam bir sala atlayıp dalgalarla ilerlemektir. Duvar örmeye çalışmak değil. Dedim ya hak veriyorum ama yöntemin %100 doğru olduğunu düşünmüyorum. Ayak uydurmak lazım. Akıntıya karşı kürek çekmek değil.

Alex istedi
1-Brezilya’da artık para var. Oyuncular 5 yıl önceki gibi kaçmak için uğraşmıyor. Alex de artık evinde para kazanabilceğini biliyor. Yani eli sağlam.

2-Kocaman’ın restini görmek onun için zor değil.

3-Yerinin dolmayacağını biliyor. Onu zorlayan ne bir oyuncu ne de bir plan var.

4-Artık kendisi bile Alex’i zorlayamıyor. Artık eski Alex değil. Bunu biliyor.

5-Ayrıldığında Fenerbahçe’nin sorunlarının çözülmeyeceğini de biliyor.

6-Takımın enerjisinin yeterli olmadığını, mühendisliğinin hatalı olduğunu da.

7-Yavaş yavaş erimektense kılıç çekip gitmenin onu galip yapacağını da...

8- Kriz soğuduğunda bugün “Alex gitsin” diyenler bile onu en iyi haliyle hatırlayacak. Bellek böyle çalışır.

9-Bu onun son kontratı ve bunu daha az takip edildiği yerde daha güçlü şekilde yapabilir. Brezilyalılar onu en iyi haliyle hatırlıyor.

Bu ahval ve şerait içinde bu eli Alex, Kocaman’dan çok daha iyi oynadı. Öyle ki! Fenerbahçe şampiyon olup UEFA Finali’nde kaybetse insanlar “ah hoca Alex olsa kupayı alırdık” diyecekler. Yani ne olursa olsun final elini Alex kazandı. Çünkü o bir efsane.

Kimse “ne kazandı ki kardeşim” demesin. Ona dünyanın en iyi oyuncusu diyen yok. O bir efsane. Ve “Efsane” kavramı kanıt aramaz. Sadece insanlar öyle hissederler. Ve bugün anlaşılıyor ki, Alex de bir efsanedir ve hep öyle kalacak...

Haberin Devamı
Yazarın Diğer Yazıları
Tümü